Showing posts with label alex turner. Show all posts
Showing posts with label alex turner. Show all posts

14.4.12

Coachella Diary

Biz cuma gecesi dışardayken ya da çoğumuz uyuyorken Coachella'nın ilk gününde neler yaşanmış, bakalım. [Dünkü hazırlık fotoğrafları içinse sizi buraya alıyoruz. Coachella'yı youtube'dan izlemeyi de unutmayın.]


Alex Turner'ın bu saç modelini geçen sene ilk kez Coachella'da görmüştük. Bu sene biraz daha oturmuş gibi. TDCC ve Metronomy'nin geldiği yaza da Arctic Monkeys yakışırdı ama gelmeleri gibi bir ihtimal yokmuş.


Matt Helders, Suck It and See'nin video yıldızı oldu desek, yalan olmaz. Albümden çıkan çoğu klipte kendisini başrolde, hem de çok başarılı bir şekilde gördük.


Cennet'ten bir parça.


Büyüyünce ben de böyle bir anne olacağım :) 


Canım Christopher Owens, arabesk ruhlu damar şarkıların yaratıcısı. Şu hayatta canlı canlı izlemeyi istediklerimin başında geliyor.


Araya giren bunun gibi bazı fotoğraflar için, pek de söylenecek bir söz yok.


Üstat Jarvis Cocker, Pulp sahnesinde.


Ryan McGinley ve Christopher Owens, allı güllü Girls sahnesinde.



Lindsay Lohan ve Nicolas Cage! Komik ve şahane bir görüntü.


M. Ward, She&Him'e biraz ara verip, yeni albümü A Wasteland Companion'ın tadını çıkarıyor.



Gecenin en büyük ve coşkulu geçtiği görünen konseri The Black Keys'e ait. Bu ikili en büyük rock grupları arasına çoktan girdiler bile. El Camino'yu çıktığı günden beri yüzlerce kez dinlememe rağmen hala bıkmadıysam, bu adamlar en sevdiğim gruplar arasında çoktan yerlerini almış demektir.


Görseller: Getty Images Turkey

11.7.11

Arctic Monkeys - Suck It And See


Arctic Monkeys, debut albümlerinden önce kaydettiği demoları bedava dağıtarak bir hayran kitlesi edinmiş ve MySpace sayesinde şöhretini sağlamlaşırmıştı. Aslında MySpace olayı önceleri onların kontrolünde olan bir şey değil, tamamen hayranların kurduğu bir sayfaymış. Grup pek farkında olmasada, internet insanlara müziklerini ulaştırma konusunda fazlasıyla yardımcı olmuştu. Hatta öyle başarılılardı ki, albümleri İngiltere'nin en hızlı satan debut'su olmuştu. Haliyle, gözler bir anda daha 19'unda olan bu gençlere yönelmişti.
2006 çıkışlı ilk albüm "Whatever People Say I Am, That's What I'm Not" sonrası yeni materyaller için gecikmemişler ve Ağustos ayında "Who the Fuck Are Arctic Monkeys?" isimli bir EP yayınlamışlardı. Bu süre zarfında grup birçok ödüle layık görülüyor ve ikinci albüm "Favourite Worst Nightmare" sonrası Glastonbury'de headliner olarak başarısını taçlandırıyordu.

İlk albümlerinde gençlerin lokal gece hayatlarına konuk olurken, ikinci albümde ise -sound olarak çok daha gürültülü olan- turda geçen hayatın sonucu olarak global tecrüblerini dinledik. İkinci albümden sonra verilen 2 yıllık arada grubun neler yapacağı merak ediliyordu. Queens of the Stone Age'den tanıdığımız Josh Homme ve Last Shadow Puppets'ta da Alex Turner'la çalışmış olan James Ford prodüktörlüğünde üçüncü albüm "Humbug" 2009'da yayınlandı. Bana göre grubun "olgunluğa geçiş" albümü olan Humbug eski gürültülerinden uzaktı ama sözlerde yine ince işler barındırıyordu. Onların ilk iki albümündeki hızlı sound'una alışkın ve yine öyle bir beklenti içerisinde olan hayranlarını pek memnun etmeyen albüm kritiklerden yine yüksek puanlar topladı.



Haziran 2011'de çıkacağı duyurulan dördüncü albüm öncesi "Brick by Brick"i tadımlık olarak sundular. Albümün ilk single'ı olmayan, sadece yeni albüm için fikir vermesini istedikleri şarkı tempolu yapısıyla dikkatleri çekse bile, Arctic Monkeys'e göre fazla sıradan bir şarkı gibi duruyordu. "Suck It And See" adını verdikleri albümden çıkan ilk single, gergin sözleriyle dikkat çeken "Don't Sit Down Cause I've Moved Your Chair" idi. Albüm daha çıkmadan ismi tartışılmaya başlanmıştı bile. Müzikal olarak sürekli kendisini geliştiren grup, her albümde birkaç tuğla daha koyarak yükselişini devam ettiriyor. Zeki ve esprili şarkı sözleriyle Alex Turner'ın nostaljik vokali birleşince ortaya gerçekten çok güzel işler çıkıyor.

Arctic Monkeys albümlerini dinlerken en hoşuma giden şey, kitap okur gibi şarkı sözlerini okumak ve anlamlarını tahmin etmek. Bazen sözlerde öyle değişik anlamlar oluyor ki, bundan gerçekten çok zevk alıyorum. Günlük hayat sancılarını ve aşklarını iyi harmanlayan Alex Turner'ın dili kullanmada usta gibi çalıştığını ya da doğuştan "çok" yetenekli olduğunu düşünüyorum. Bazı şarkılardaki karanlık etki tekrar çalıştıkları Josh Homme'dan kaynaklanıyor olablir. Melodik olarak da zengin olan albüm bir Arctic Monkeys dinleyicisi olarak beni tatmin etti. Grubu sevenler nedense bir eskilere dönüş beklentisi içinde oluyor ama bu kadar genç bir grubun daha söyleyecek çok sözü ve çalacak çok değişik melodisi var. O sebepten, ilk albüm sound'una yakın şeyler beklemeye gerek yok. Arctic Monkeys güzel bir yolda ilerliyor ve o yolları geçerken her duraktan bir hediyelik eşyayı koleksiyonuna katıp bizlere sunuyor.

14.4.11

Arctic Monkeys - Don't Sit Down Cause I've Moved Your Chair

Watch new video "Don't Sit Down Cause I've Moved Your Chair" from Arctic Monkeys's forthcoming album "Suck it and see".




15.3.11

Alex Turner - Submarine

İstanbul'a bahar geldi! Havalar t-shirt hırka moduna girdi. Müzik piyasası canlandı. Herkeste bir neşe bir heyecan. 10 günlük hastalık döneminin ardından bende kendime geldim ve bu arada çok beklediğim albümler peşi sıra geldi. Gerçi asıl önümüzde Wild Beasts'inde albümünün çıkacağı süper bir Mayıs ayı bizi bekliyor ama şimdiye bakalım!

Alex Turner yaptığı her işle beni heyecanlandırıyor. Arctic Monkeys sanırım her albümünü sevdiğim ve dolayısıyla en sevdiğim gruptur. Ayriyeten Alex'in tek albümlük diğer grubu The Last Shadow Puppets'ı da pek bir severim. Aylardır Arctic Monkeys yeni albüm haberi ortalarda dolaşırken bu hafta track listing'i yayınladılar. Alex grubunun albümü haricinde araya birde solo EP'sini sıkıştırdı. Bu EP Submarine filmi için yapıldı. 6 şarkıdan oluşan EP biraz fazla duygusal gibi. Yani Arctic Monkeys'le karıştırılmaması gerek, o bir gerçek. Sanki bir Beatles etkisi var gibi EP'de.
Stuck on the Puzzle albümden ilk favorim oldu bile, şahane bir şarkı.
Filmin görüntülerininde içinde olduğu ilk single Piledriver Waltz.