Showing posts with label entertainment. Show all posts
Showing posts with label entertainment. Show all posts

17.5.11

Yapma bunu Lily!

Şimdi kesin "Vah vah bunu da kaybettik" diyenleriniz olacaktır. Başınız sağolsun o zaman, Kings of Leon'un şahane sesli elemanı Caleb Followill'de evlendi! Eski VS modellerinden pek şirin nişanslısı Lily Aldridge'le Montecito, CA'de (14 Mayıs) yakın dostlarıyla eğlenceli bir düğün geçirmişler. Ardı arkası gelmez rocker - model birlikteliklerinden biri oldu, hiç şaşmazlar! Buraya kadar herşey güzel, mutlulukları daim olsun falan ama şu straplez gelinlik modasını kim çıkardı yahu? Yani cidden hiçbir güzellik veya farklılık göremiyorum bu tarz gelinliklerde. Hepsi aynıymış gibi geliyor. Bir havluyu al bağla vücuduna, benim için straplez gelinlikle aynı şey. Böyle güzel kadınların biçimsiz modeller giyerek sıradan görünmelerine üzülüyorum. Tanrı Prenses Catherine'i korusun!



19.4.11

Hepsini Senin İçin Yaptım

Az önce Youtube'da bir videoya denk geldim, sonra o beni bir tumblr bloguna yönlendirdi. Ya da tam tersi miydi? Evet gecenin bu saatinde bunlara nerden ulaştığımı tam olarak hatırlamıyorum ama o kadar güzel bir reklam olmuş ki... Herhalde son günlerde baya konuşulacak bu videoda bir gencin evlenme teklifine giden yolunu izliyorsunuz. Güzel bir THY reklamı olmuş ama asıl olay bence blogda ve reklamın kahramanında. 


Bu reklam için bir sürü yer gezilmiş ve o kadar eğlenceli fotoğraflar var ki. Hani şu an imkan olsa her şeyi bırakıp öyle gezsem diye geçirdim içimden. Yalnız evlenme bahanesiyle çocuk baya gezmiş oluyor, bu durumda kıza ne oluyor?!


Video aşağıda, tumblr linki burada.



27.2.11

Oscars - My List of Winners

Not predictions my loved ones. Here are my Oscars goes to...
Tahminler değil benim sevdiklerim. İşte benim Oscarlarım...


Best Picture: Inception
Actor In A Leading Role: James Franco (127 Hours)
Actor In A Supporting Role: Christian Bale (The Fighter)
Actress In A Leading Role: Jennifer Lawrence (Winter's Bone)
Actress In A Supporting Role: Melissa Leo (The Fighter)
Animated Feature Film: Toy Story 3
Art Direction: Harry Potter and the Deathly Hallows
Cinematography: Inception (Wally Pfister)
Costume Design: I Am Love
Directing: Tom Hooper (The King's Speech)
Documentary Feature: Exit Through The Gift Shop
Film Editing: The Fighter (Pamela Martin)
Makeup: The Wolfman (Rick Baker and Dave Elsey)
Music (Original Score): The Social Network
Music (Original Song): If I Rise (127 Hours - A.R.Rahman)
Sound Editing: Inception (Richard King)
Sound Mixing: The Social Network (Ren Klyce, David Parker, Michael Semanick, Mark Weingarten)
Visual Effects: Inception (Paul Franklin, Chris Corbould, Andrew Lockley, Peter Bebb)
Writing (Adapted Screenplay): 127 Hours (Danny Boyle, Simon Beaufoy)
Writing (Original Screenplay): Inception (Christopher Nolan)

Before Oscars


Actually I don't like to compare movies or music, rate them like 10 to 1. It's not so rigt cause it's not scientific stuff, there is no true or false. Just some movies are liked more. Even if its not important for me, I love to watch Oscars.
The most loved way of award nights is red carpet and live performances for me. I don't care much who'll tale the Oscars tonight but I'm really curious about James Franco and Anne Hathaway's performances. Also there is so great actors will on stage to give Oscars... Jude Law, Reese Witherspoon, Hugh Jackman, Amy Adams, Robert Downey Jr., Nicole Kidman etc. It'll nice to see them on stage. There'll be 5 Oscar songs performed on stage, I'm waiting for Florence Welch's "If I Rise" (127 Hours OST).
Aslına bakarsanız filmlerin ve müziklerin yarıştırılmasını pek doğru buluyorum. Çünkü beğeni çok kişiye özgü birşey. Bu işin matemeatiği yok ki, ortada doğru ya da yanlış yok. Sadece çoğunluk tarafından daha çok beğeni toplama durumu var. Yani aslında ödülü kimin aldığı pek önemli olmasa da yine de Oscar'lar bizi heyecanlandırmaya devam ediyor.
Ödül törenlerinin en sevdiğim yanı, kırmızı halı ve canlı sahne performanslarıdır. Bu gece ödülleri kimin alacağından çok James Franco ve Anne Hathaway'in sunuculuk performanslarını merak ediyorum. Ayrıca bu gece ödülleri sunacak isimlerde birbirinden şahane. Jude Law, Reese Witherspoon, Hugh Jackman, Amy Adams, Robert Downey Jr. ve Nicole Kidman sadece bir kısmı. Ayrıca çok sevdiğim  Florence Welch bu sene adaylar içerisinden çok sevdiğim 127 Hours'ın "If I Rise" şarkısın seslendirecek. Bu bile Oscar'ları izlemek için bir neden.


From the nominees Black Swan and The Kids Are All Right are totally disappointment for me. Black Swan is not so bad but so overrated. Before I watched the movie I thought that I'm going to watch something visually and musically glamorous. But it's not. There is just a "White Swan", did you see the Black Swan in the movie? I just saw her naive part but where is the Black Swan's agression?  Don't tell me that her eyes turns red and grew wings on stage are her evil part's reflection. Tension is on the way but movie is lack of great sound effects.
The Kids Are All Right have great cast and unique script but it's like incomplete movie. Also what's the big deal of Annette Bening? I think Julianne Moore is much better than her. I don't think that Benning deserves Oscar.
Aday filmlerden The Kids Are All Right ve Black Swan'ın benim için hayak kırıklığı olduğunu söylemeliyim. Black Swan'ı izlemeden önce görsel ve müzikal anlamda çok şahane bir film izleyeceğimi düşünmüştüm. Natalie Portman rolünün hakkını verse dahi, ben o filmde sadece White Swan'ı gördüm. Ortada bir Black Swan yoktu. Gözlerin kırmızılaşması, kızımızın sahnede siyah kanatlara sahip olması onun içindeki şeytanı yansıtmaya yetmemiş. Gerilimin dozu iyi kullanılmış ama ses konusunda filmde eksikler var gibi.
The Kids Are All Right ise başarılı kadrosu ve değişik senaryosuna rağmen çok yarım kalmış bir film gibi. Hatta Annette Bening'in "En İyi Kadın Oyuncu" dalında aday olmasına anlam veremedim bile. Julianne Moore ondan kat be kat iyiydi.


I totally loved 127 Hours! I'm a huge fan of James Franco and he did his best in that movie. Almost one-man show and one place but it's not boring. We all know the end before watch but Danny Boyle makes it perfect emotional drama. I generally love based on a true story movies and it affected me so much. Because of Slumdog Millionaire, I think they won't give a chance to this movie.
127 Hours... Bir kere herkesin bu filmi izleyemeyeceğini söylemem lazım. Ülkemizde yeni vizyona girdi sayılır, gitmeden önce kana karşı zaafiyetiniz varsa sakın diyorum! Neredeyse tek kişilik oyunculukla, tek bir yerde devam eden film gerçek bir hikayeye dayanıyor. Konusunu, sonunu bilmemize rağmen beni son zamanlarda etkileyen böyle bir film olmamıştı. James Franco şu ana kadar en etkileyici performanslarından birini gerçekleştirmiş. Danny Boyle'un Slumdog Millionaire'inin üstünden çok zaman geçmediği için bu filmin şansı pek yok gibi.


The Fighter is top on my list because of Christian Bale. I think I'll be sad if he won't take the Oscar. This movie is also based on a true story. Amy Adams played unusual role in this movie and I liked her so much.
The Fighter, Christian Bale'in şahane oyunculuğuyla benim için yine zirvede olan filmlerden. Sanırım sadece Bale Oscar'ı alamazsa üzülürüm. Yine gerçek hayattan beyaz perdeye aktarılan filmin oyuncu kadrosu çok iyi. Amy Adams onu görmeye pek alışık olmadığımız tarzda bir rolle karşımıza çıktığı için pek sevindim ve çok beğendim.


I said I don't care who'll take Oscars but isn't it nonscence that Nolan is not nominated for "Best Director"? Unfortunately, Academy doesn't care of sci-fi movies. By the way, did u see how great movies Leonardo Di Caprio played after Catch Me If You Can? He's going great.
Adaylıkları önemsemiyorum diyorum ama Christopher Nolan'ın "En İyi Yönetmen" dalında aday gösterilmemesi ne demektir? Akademi bilim kurgu filmlerine maalesef her zaman burun kıvırıyor ve gereken değeri göstermiyor. Ben Inception'ı çok çok beğendim. Bu arada Leonardo Di Caprio Catch Me If You Can'den sonra ne kadar harika filmlerde oynamış fark ettiniz mi?


I really love period movies and dramas, and The King's Speech is one of the best of them. Colin Firth is the strongest nominee for "Best Leading Actor" and he totally deserves it. But I'll be happy if James Franco takes it, which seems hard :)
Dönem filmlerini her zaman çok sevdiğim için The King's Speech'i çok çok beğendim. Colin Firth'ün zaten ödülü almasına kesin gözüyle bakılıyor. Ki kesinlikle hak ediyor, ondan sonra en çok oy alanın James Franco olmasını dilerdim.


The Social Network is also little overrated movie in my opinion. They gave a lot of awards to TSN before Oscars, I think they wanted to awarded Facebook. People loves success stories right?
The Social Network'te sanki biraz şişirilmiş filmlerden biri gibi. Bence bu filmin Oscar'lardan önceki birçok ödülü kucaklaması Facebook şirketinin başarısından kaynaklanıyor. İnsanlar başarı hikayelerini hep sever değil mi?

The Toy Story 3 is great animaton and deserves to be in that list.
The Toy Story 3 çok şirin bir animasyondu ve 10 film içindeki yerini hak ediyor. Hala izlemeyeniniz varsa mutlaka izleyin diyorum.


I've still not watched True Grit so I don't have any comments about that. There is last nominee Winter's Bone, I think Jennifer Lawrance is nearly perfect in her role. Forget about Natalie and Annette, she deserves "Best Leading Actress". Movie is quite slow and not for everyone. Especially who can't stand to watch dialogue movies. Acting is great and subject is different in this movie.
True Grit'i hala izleyemediğim için malesef yorum yapamıyorum ama Winter's Bone kesinlikle "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü hak ediyor. Jennifer Lawrance mükemmele yakın bir oyunculuk sergilemiş. Filmi ağır temposu yüzünden herkes izlemeyebilir veya izleyip sevmeyebilir ama bence değişik bir konu ve harika oyunculukların olduğu bir dram.

Stuck in my mind... Shutter Island is the best movie(my taste) in 2010 but don't have any nominees. It's really shocking for me. Anyone knows why is that?
Aklıma takıldı, adaylıkların nasıl geliştiğini bilmiyorum ama yıl içerisinde izleyip en beğendiğim film olan Shutter Island'ın hiç bir dalda adaylığı olmaması bana çok şaşırtıcı geldi. Bilen varsa söylesin :)

14.2.11

BAFTA 2011

It was big sunday, BAFTA in UK and Grammy's in USA.
Unfortunately most of the nominated movies are still not in theathres in Turkey. We have to wait 2 more weeks for Black Swan and I think 1 week for The King's Speech. I just watched The Fighter today, it was on theathres since Friday! So, I can't write about movies but full list is above and scroll down for best red carpet looks in BAFTA's.
Dünödül törenleriyle dolu bir pazar günü oldu, İngiltere'de BAFTA, Amerika'da Grammy vardı.
Bildiğiniz gibi aday filmlerden çoğunu hala yasal yollardan izleyemedik. The Fighter henüz Cuma günü vizyona girdi ve The King's Speech'le Black Swan için daha bekleyeceğiz. Bu yüzden filmler hakkında yazamıyorum ama kazananlar listesi aşağıda. E tabi kırmızı halı fotoğrafları olmadan olmaz.


1- Emma Stone in Lanvin. Love the colors and sleeky look. She was my favorite in Golden Globe too. I like her plain choices. / Lanvin içindeki Emma Stone'un elbisesinin rengi ve duruşu şahane. Altın Küre'de de en beğendiklerim arasındaydı. onun abartısız seçimlerini çok beğeniyorum.
2- Amy Adams in Elie Saab. Sequin detailed peach dress is so glamorous. / Şeftali tonlarındaki payetli Elie Saab içerisinde Amy Adams her zamanki gibi çok güzel.
3- Jessica Alba in Versace. This is so ordinary dress, though she looks like pregnant but this color is my favorite, so nice. / Jessica Alba'nın Versace seçimi aslına bakarsanız çok sıradan ama rengi o kadar muhteşem ki, onu listeye almadan edemedim. Ayrıca o kolye ne alaka?
4- Tallulah Riley in Escada. Generally I don't like satin dresses but bow detail on shoulder and her hair makes it perfect. / Genelde tafta ve saten kıyafetleri pek beğenmem ama burda bir istisna oldu. Tallulah Riley'nin Escada'sında omuzdaki fiyonk detaylarını ve saçını çok beğendim.
5- Julianne Moore in Tom Ford. I like velvet and blue tones. This Tom Ford design is fits nicely to her. / Kadifeye bayılıyorum, birde o kadife Tom Ford'un elinden çıkmışsa zaten çok şahane oluyor. Birde mavi oldu mu tadından yenmez. Julianne Moore Altın Küre'de hayal kırıklığı olsada burda doğru yolu bulmuş gibi.


And gentlemen of the night / Gecenin centilmenleri




Winners...
Kazananlar...


* Outstanding British Film / En iyi İngiliz filmi:The King’s Speech
* Oustanding debut by a British Writer, Director or Producer / En iyi çıkış yapan İngiliz yazar, yönetmen veya yapımcı: Chris Morris, Four Lions
* Best Director / En iyi yönetmen: David Fincher, The Social Network
* Original Screenplay / En iyi senaryo: The King's Speech, David Seidler
* Adapted Screenplay / Uyarlama senaryo: The Social Network, Aaron Sorkin
* Film Not in the English Language / En iyi yabancı film: The Girl with the Dragon Tattoo, Søren Stærmose and Niels Arden Oplev
* Animated Film / En iyi animasyon: Toy Story 3, Lee Unkrich
* Leading Actor / En iyi erkek oyuncu: Colin Firth, The King's Speech
* Leading Actress / En iyi kadın oyuncu: Natalie Portman, Black Swan
* Supporting Actor / En iyi yardımcı erkek oyuncu: Geoffrey Rush, The King's Speech
* Supporting Actress / En iyi yardımcı kadın oyuncu: Helena Bonham Carter, The King's Speech
* Original Music / En iyi müzik: Alexandre Desplat, The King's Speech
* Cinematography / Sinematografi: True Grit, Roger Deakins
* Editing / Düzenleme: The Social Network, Angus Wall and Kirk Baxter
* Production Design / Prodüksiyon tasarımı: Inception, Guy Hendrix Dyas, Larry Dias and Doug Mowat
* Costume Design / Kostüm tasarımı: Alice in Wonderland, Colleen Atwood
* Sound / Ses: Inception, Richard King, Lora Hirschberg, Gary A Rizzo and Ed Novick
* Special Visual Effects / Görsel Efekt: Inception, Chris Corbould, Paul Franklin, Andrew Lockley, Peter Bebb
* Make up and Hair / Makyaj ve Saç: Alice in Wonderland, Valli O'Reilly, Paul Gooch
* Short Animation / Kısa Animasyon: The Eagleman Stag, Michael Please
* Short Film / Kısa film: Until the River Runs Red, Paul Wright, Poss Kondeatis
* Orange Wednesday's Rising Star Award / Orange Wednesday tarafından seçilen yükselen yıldız: Tom Hardy, Inception

12.1.11

Vote for Shockwaves NME Awards 2011

There is no nominees in the categories. You'll fill your own nominees. That's quite hard but fun at the same time. Go and vote for your bests! We'll see the winners on Feb 23. 

VOTE NOW, click here.
 
 
Kategorilerde adaylar yok, kendi adaylarinizi belirliyorsunuz. Biraz zor tabii ama ayni zamanda eglenceli. Bekledigim en heyecan verici odul torenlerinden biridir NME Awards. Hadi sizde gidip en iyilerinizi oylayin! Kazananlari 23 Subat'ta hep birlikte gorecegiz.
 
Oylama icin buraya TIK.

13.12.09

Popülerliğine rağmen onu sevmek.



Sanırım ilk Harry Potter kitabını okuduğumda 12 yaşındaydım. 4. kitaptan sonrasını sadece seriye başladığım için okudum ama şu an hatırlıyorum desem yalan olur. 3. kitapta Cedric Diggory'yle tanışmış ve Harry Potter and the Order of the Phoenix'te onu kaybetmiştik. Karakteri o kadar sevmiştim ki, ölümüne neredeyse ağlayacaktım(yaş 15 falan sanırım, normal yani). Filmde kafamda yarattığım Cedric'e çok yakın birini bulmuştum ve ismini bi yere not almıştım, onu kaybetmemeliydim.
Daha sonra "How to be" ve "Little ashes" geldi ama internette bile bulmak zordu o filmleri. İyi ki Twilight furyasından önce gelmişti o filmler çünkü gerçek performansı ordaydı, soğuk ve ölü Edward'da değil.
Derken Twilight sayesinde her yer "Edward bite me" diye çığıran kızlarla doldu. Paparazziler sürekli onun peşindeydi. Film çekimlerini kızlar basıyordu ve adamın ne zaman nefes alabildiğini merak etmeye başlamıştım. Sanırım Twilight furyası sürdükçe bu böyle devam edecek.
Sadece Twilight'taki sadık, korumacı, aşık Edward karakterine hasta olan kızlar diğer iki filmi sevmemişlerdir belki. Nasıl olsa ikiside düşük bütçeli bağımsız filmler ve Rob'un canlandırdığı sıradışı karakterler var ortada. (Laf aramızda evet tipi şu anki kadar çekici değil.)
Etrafında bir sürü deli olan(hatta terapisti bile normal değil) Arthur bir tür bunalım ve boşlukta hissediyor kendini. Zaten öyle anne babaya göre onunda normal olması beklenemezdi. Mimikleri, o harika Brit aksanıyla beni benden alıyor. Bu filmi izlemişseniz eğer, mutlaka onu bir komedi filminde görmek istemişsinizdir. En azından ben cidden ilerde bir sürü komedi filminde onu görmek istiyorum.


Dali'nin hayatının anlatıldığı "Little Ashes"da ise Javier Beltran'la süper bir ikili olmuşlar ve gençlikten ileriki yaşlara kadar olan bölümleri tek kelimeyle harika oynamışlar. Film bütün olarak zaten çok güzel. Müzikler, İspanyol aksanlı İngilizce, zamanın kıyafetleri, Dali'nin sayko tavırları, Federica Garcia Lorca'nın şiirleri... Hepsi o kadar güzel ki.

Yeniden böyle düşük bütçeli bir filmde oynamasını bayağı bekleriz herhalde. En azından bir 10 yıl Hollywood suyunu çıkarır ama umarım Remember Me'den sonra onu biraz daha farklı rollerde görebiliriz.
Ayrıca, adamın bu kadar ünlü olmasına rağmen röportajlarındaki utangaç tavırları, sanki o ortama rastgele düşmüş gibi şaşkın halleri cidden çok samimi geliyor.
Demem o ki, popüler de olsa, bütün dünya peşinde de dolansa ilerde çok daha farklı bir yerde olacağını hissediyorum. Takipteyim.