Showing posts with label melancholia. Show all posts
Showing posts with label melancholia. Show all posts

23.9.11

Filmekimi 2011


Ekim benim için Filmekimi demek. Bir filmden diğerine koştururken arada arkadaşlarına rastlamak, zaman varsa bir kahve içmek ve yeni bir filmin heyecanını yaşamak, yani çok güzel bir hafta geçirmek demek.
Bu sene Filmekimi öncesinde merakla beklediğim bazı filmlerin fragmanlarını sizinle paylaşmıştım. O filmlerden çoğunun bu seneki programda yer alması beni çok sevindirdi. Derslerim nedeniyle akşam filmlerini kaçıracak olsam da, gündüz saatlerinde seçtiğim filmler beni memnun edecek diye düşünüyorum. Contagion ve Margin Call Filmekimi'nden sonra vizyona gireceğinden ve diğer filmlerle çakıştığından programıma almadım ama siz o zamana kadar beklemek istemezseniz mutlaka izleyin derim.
Benim bu sene için seçtiğim filmler bunlar, siz hangilerine gideceksiniz?

10 Ekim Pazartesi
11:00 - Le Skylab (Gökten Bir Uydu Düştü) - Atlas | fragman
16:00 - Melancholia - G-Mall | fragman

11 Ekim Salı
11:00 - The Future (Gelecek) - G-Mall | fragman
13:30 - Jane Eyre - G-Mall | fragman

12 Ekim Çarşamba
11:00 - Martha, Marcy, May, Marlene - City's | fragman
16:00 - Restless (Senin İçin) - City's | fragman

13 Ekim Perşembe
11:00 - We Need To Talk About Kevin (Kevin Hakkında Konuşmalıyız) - Beyoğlu | fragman
13:30 - Another Happy Day (Mutlu Bir Gün) - Atlas | fragman

14 Ekim Cuma
13:30 - This Must Be The Place (Olmak İstediğim Yer) - Atlas | fragman

Bilet fiyatları, gösterim çizelgesi ve festivalle ilgili merak ettiğiniz her şey için tabii ki buraya tık.

3.8.11

Merakla Beklenenler (Bölüm 2)

Merakla beklenen filmlerin ilk bölümünü burada yayınlamıştım. Kaldığımız yerden devam ediyoruz. 
Şu ana kadar gördüğüm en heyecanlandırıcı Lars Von Trier film fragmanı Melancholia'ya ait. Dünyanın sonunu anlatan güzel bir film diye bahsedilmiş Melancholia'dan, Avrupa'da Mayıs ayında gösterime girmiş. Filmekimi'nde mutlaka olur diye düşündüğüm filmlerden biri.





Submarine'i blogda daha önce görmüştünüz. Filmden önce soundtrack albümü dikkatimi çekmişti çünkü albüm Alex Turner'a aitti. Gerçekten çok güzel bir albüm, hala dinlemediyseniz tavsiye ederim. Joe Dunthorne'un aynı isimli romanından uyarlanan filmin yönetmeni, Richard Ayoade. Bu filmin vizyona çıkmasını ya da festivallere girmesini bekleyemeden izleyeceğim sanırım.





Take Shelter korkunun hayatımızı nasıl yönlendirdiği ya da mahvettiğini konu alan bir dram.





İki İranlı genç kız, daha güzel bir hayatın hayallerini kurmaktadırlar. Özgür ruhları ama kısıtlı alanları var. Gençliği, baskıyı ve onun sonuçlarını anlatan bir film Circumstance.





16 yaşındaki Jamie, Adelaide'de annesi ve iki erkek kardeşiyle yaşamaktadır. Bir gün John'la tanışır ve onu hiç sahip olmadığı baba figürünün yerine koymaya başlar. Daha sonra olacaklardan elbette haberi yoktur. Film gerçek bir hikayeden yola çıkarak Avustralya'nın en kötü seri katili John Bunting'in Snowtown katliamını anlatıyor.





New York Times'da geçen bir yılı anlatan film, medyaya meraklı belgesel severler için kaçırılmayacak bir film.





Miranda July'ın yazdığı, yönettiği ve başrolünde oynadığı bir film The Future. Sophie ve Jason bir kediyi evlat edinmeye karar verirler. Evlat edinme düşüncesi birbirlerine olan bağlılıkları ve gelecek düşünceleri içinde bir test olacaktır.





Bu filmin sadece oyuncularını okumak bile zaman alıyor. Çünkü o kadar büyük ismi aynı bilim-kurgu filminde görmek benim için çok şaşırtıcı. Gwyneth Paltrow, Matt Damon,  Laurence Fishburne, Kate Winslet, Marion Cotillard, Jude Law!





Ryan Gosling'i eninde sonunda büyük bütçeli filmlerde göreceğimiz belliydi ama şahsen onun indie filmlerine devam etmesini diliyorum. Afişi son zamanlarda gördüğüm en iyilerden biri olan The Ides of March, bizde de ekim-kasım gibi vizyona girebilir.