Pera Museum is one of the best located art place in Istanbul. Museum opened in 2005 in beautiful old building. If you visit Istanbul, you'll probably walk around in Taksim and you should visit Pera Museum there too. Frida Kahlo-Diego Rivera from the Gelman collection started in 23rd of December 2010 and lasts to 20 March. Everyone in the city asks each other "Did you visit Frida exhibition?". Finally I went there 2 days ago. Maybe you saw Frida's movie or read about her life. It was full of pain, 20+ operations, a mad love and painting. She was "Woman of pain". But that made her stronger, you can see that strong face in her self-portraits and its like she's against to world. When you see her photographs and then see her self-portraits you'll see how realistic she is. She didn't paint herself as she wants to be, she painted how she is - never changed anything in her face.
There is also her husband Diego Rivera's paintings. When Frida meets Diego, he was famous painter in Mexico but it seems like Frida passed his fame. They feed each other in politics and shared so many things but I believe that they're so different in painting, Frida is more realistic and sharp.
Pera Müzesi, İstanbul'da en güzel yerlerden birine konuşlanan müzelerin başında geliyor. 2005 yılından beri Tepebaşı'na sanat taşıyor. 23 Aralık'ta Frida Kahlo ve Diego Rivera sergisini başlattığından beri şehrin en konuşulan etkinliğine imza attı. Herkes birbirine "Frida'ya gittin mi?" diye soruyor. İnsanlarda bu merakı yaratmak bile büyük bir başarı.
Frida Kahlo'nun hayatını okuyanlarınız ya da filmini izleyenleriniz vardır belki. Meksika'nın kuşkusuz en ünlü kadın ressamı olan Frida'nın hayatı çocuk felci, daha sonra geçirdiği ağır kaza, 20'den fazla ameliyat ve delice bir aşk ve resimle geçmiş. Yani onun için "Acıların Kadını" dersek hiçte abartmış olmayız. Yaşadıkları onu ezmemiş hatta tam tersine onu çok güçlü kılmış. Oto-portlerinde yüzündeki o sert ve dünyaya karşı duran tavrını görebiliyorsunuz. Fotoğraflarına bakınca oto portrelerinin çok gerçekçi olduğunu, kendisini olmak istediği gibi değil olduğu gibi çizdiğini göreceksiniz.
Sergide Frida'nın kocası Diego Rivera'nında tabloları mevcut. Diego, Frida'yla tanıştığında Meksika'da ünlü bir ressamdı ama Frida'nın onun ününü geçtiğini hissediyorsunuz. Frida tablolarını yaparken eşi yanında olsa da ben onların resimlerinin çok farklı olduklarını düşünüyorum. Siyasi ve fikir anlamında birbirlerinden beslenmiş olsalarda Frida'nın tabloları çok daha keskin.
Neredeyse bütün tabloların fotoğraflarını çektim ama sadece birkaç tanesini sizinle paylaşacağım, çünkü oraya gidip sergiyi gezmenizi isterim.
Other exhibition in Pera Museum is Scenes from Tsarist Russia, 19th Century Russian Classics. Masterpieces from Russian Museum Collection is like history in the paintings. I must confess that I like this exhibition more than Frida's. Tolstoy's portrait by Nikolai Yareshenko is awesome, like he's staring at you. My favourite is huge and glamorous Konstantin Makovsky painting that made in 1869.
Pera müzesinin aydınlatması ve yerleşimi harika. Bazı sergilerde mesela ışık çok az ya da çok fazla olunca gözünüz yoruluyor ve baktığınız şeye odaklanamıyorsunuz. Pera'da ise her şey yerli yerinde.
Şu anda orda sergilenen bir diğer şey ise Çarlık Rusyası'ndan Sahneler, 19. Yüzyıl Rus Klasikleri. Rus Devlet Müzesi'nin koleksiyonundan seçilen klasikler tarihin tablolara dökülmüş hali. İtiraf etmem gerekiyor ki, onları gezerken Frida'dan çok daha fazla zevk aldım. Tolstoy'un portresine bakınca gözlerinin sizin üzerinizde olduğunu zannediyorsunuz. Konstantin Makovski'nin 1869'da çizdiği tablo ise en görkemlilerden biri. O tablodan 10'larca portre çıkar, o kadar muhteşem ki.
Also there is a collection of Suna and İnan Kıraç foundation which includes orientalist painting, Kütahya tiles and ceramics... In short; unique art about Ottoman and Turkey. Must see: The Tortoise Trainer famous painting by Osman Hamdi Bey.
Don't forget to drink in Pera Cafe and in the end visit Art Shop.
For more: visit Pera Museum's site.
Düşlerin Kenti İstanbul'da da "Kaplumbağa Terbiyecisi"sini dünya gözüyle görmeyi unutmayın. Eski Fransız cafe'lerini andıran Pera Cafe'de giriş katta sanatseverleri bekliyor.
Pera Müzesi etkinliklerinden haberdar olmak için buraya tıklayarak siteye ulaşabilirsiniz.
Showing posts with label museum. Show all posts
Showing posts with label museum. Show all posts
22.1.11
Frida Kahlo and Diego Rivera at Pera Museum
Neler varmış:
art,
diego rivera,
exhibition,
frida kahlo,
istanbul,
museum,
painting,
pera cafe,
pera museum,
pera müzesi,
realistic painting,
russian classics,
sanat
7.12.10
The Art Institute of Chicago
Eylül-Ekim arası 1 ayımı Amerika'da, onun yaklaşık 2 haftasını Chicago'da geçirdim. Ara sıra aklıma geldikçe Amerika notlarımı paylaşacağım. Chicago'ya giderseniz, The Art Institute 'mutlaka gidilesi' yerlerin başında olmalı. 10:30'da kapılarını ziyaretçilerine açan müzeye, açıldığı saatte gitmenizi öneririm çünkü orası 1-2 saatte gezilebilecek bir yer değil. Müzenin yalın mimarisi ve aydınlık ortamı çok güzel. Çıkmadan önce mutlaka hediyelik eşya bölümüne bakmalısınız. Günlük hayatta kullananileceğiniz tasarım ürünleri orda bulmanız mümkün.
Modern sanatın yanı sıra 15-19. yüzyılları arası Avrupa sanatından seçkiler sunan müzenin her adımında zevk alacaksınız. 17. yüzyıl İtalyan ve Fransız resim sanatı beni her zaman çok etkilemiştir. O tabloları görünce "Keşke o yıllarda yaşamış olsaydım" dedim. Sanatın her alanında yaratıcılık günümüze oranla çok üst düzeydeymiş. İnsanların beyinleri bilgi bombardımanına tutulmamışken, çok tazeyken; daracık dünyalarında yarattıkları kocaman eserler karşısında şaşmamak elde değil.Tablolardaki ayrıntılar, göz temaslarının kusursuzluğu, o gözlerin sanki size bakıyor hissini verişi... Hepsi o kadar mükemmel ki. Bir fırça dokunuşuyla 1600'lü yıllarda giyilen kıyafetin kumaşını, saçların yumuşaklığını, şehirlerin yalnızlığını hissedebiliyorsunuz.
Amerika'nın ikonları arasında yer alan Georgia O'Keeffe, Edward Hopper, Grant Wood'un modern tablolarına mutlaka bakmalısınız. Ortaçağ'da Avrupa'da yapılmış mücevher, seramik ve zırhlar ise ayrıntılarıyla sizleri esir alıyor. Asya sanat yapıtlarına ise gerçekten çok büyük bir yer ayrılmış. Japon ve Çin eserleri başta olmak üzere, Güney Asya, Kore ve İslami eserleride orda göreceksiniz.
Bir Türk olarak oraya gidince insan nedense bizden neler var diye etrafına bakınıyor. Sadece İznik çinilerimize yer verilmişti. Az olsada orada bizden bir parça görmek güzeldi.
Kısacası Ortaçağ'dan günümüze sanatın özetini görmek isterseniz ve yolunuz Chicago'ya düşerse Art Institute'a gitmedim demeyin.
* İnsan bazen çok fazla fotoğraf çekince baktıklarını tam anlamıyla göremiyor. Bunlar kameramın yanımda olduğunu hatırladığım zaman çektiklerim :)
Giovanni Battista Tiepolo
"Rinaldo and Armida in her garden" 1742/45
Ancient Coins / Eskiçağ madeni paralar
Chinese Men in Foreign Dress
Renaissance jewelry (Above 3)
Rönesans mücevherleri (Üstteki 3 fotoğraf)
Allegorical Figures
18th century - Spain
Egyptian
Fritware with underglaze painting in blue, turquoise, red, black and sage green.
Turkey, İznik - Late 16th Century
Bunlar tanıdık geldi mi? :) İznik - 16. yüzyıl
Subscribe to:
Posts (Atom)