Showing posts with label salon iksv. Show all posts
Showing posts with label salon iksv. Show all posts
22.2.12
Salon'da St. Vincent Patlaması!
Strange Mercy'yle 2011'in en iyi albümleri listelerinde yer alan St. Vincent dün gece Salon'daydı. Çok sevdiğim Sufjan Stevens'la çalışmasının ardından 2007'de ilk albüm Marry Me'yi yayınladı. Ticari başarı ise 2009'daki Actors'la geldi, fakat son albüm Strange Mercy ona daha büyük kapılar açtı. Albümünde pop ve art-rock karışımını hissettiğimiz St. Vincent dün gece bize bambaşka bir yönünü gösterdi.
Sahneye çıktığında çıtı pıtı, güzel mi güzel Annie Clark nam-ı diğer St. Vincent'ın neler yapacağından hebersizdim. Daha önce konser performanslarını pek izlemediğim için kliplerindeki hareketli hallerini biliyordum sadece. Surgeon'la başlayan dinamik konser, şarkı aralarında küçük sohbetler ve gittikçe artan bir coşkuyla devam etti. Sahnede 3 gitarı ve 3 grup üyesiyle yer alan St. Vincent'ın onlarla arasındaki iletişimi de çok iyi görünüyordu. Toko Yasuda (mini moog), Daniel Mintseris (keyboard) ve Matt Johnson'ın (davul) performansa katkısı yadsınamaz. Özellikle şarkı sonlarında Matt'le birlikte coşan St. Vincent sahnede eğlendiğini de gösterdi. Şarkıları söylerken ve gitarı çalarken adeta kendinden geçiyor gibiydi. O'nu öyle görünce etkilenmemek imkansız gibiydi.
Akustik ağırlıklı olacağını düşündüğüm konser çatırtılı patırtılı, hatta punk etkileri taşıyan bir şeye dönüştü. Benimle aynı fikirde olan var mı bilmiyorum ama bu konser St. Vincent albüm kayıtlarını 10'a çarptı. Canlı performansının bu kadar farklı olabileceğini hiç düşünmemiştim. Sesinin daha öne çıktığı sakin şarkılarda bile Salon izleyicisini etkisi altına almayı başardı. Twitter'da da yazdığı gibi Türk hamamı deneyiminden bahsetti. "Doğduğum günden beri ilk kez bu kadar temiz oldum" diyerek seyirciyi güldürdü. Mark Stewart'ın ona verdiği Sid Vicious şeklindeki bulaşık fırçasını anlattı. “Its name is Sid Dishious. That’s all you get from punk!” ve ardından The Pop Group'un "She is Beyond Good and Evil"ı geldi.
Performansının sonunda yükselen enerjisiyle birden seyircilerin arasına atladı ve orada deli gibi çalmaya devam etti. Sahneye tekrar çıktığında gitarını seyirciye fırlattı. Bis için geldiğinde birkaç kere teşekkür edip, herkesi kendine hayran bırakarak Salon'un karanlığında kayboldu.
Setlist şu şekildeydi
Surgeron (Strange Mercy)
Cheerleader (Strange Mercy)
Chloe in the Afternoon (Strange Mercy)
Save Me from What I Want (Actor)
Actor out of Work (Actor)
Dilettante (Strange Mercy)
Black Rainbow (Actor)
Marrow (Actor)
Champagne Year (Strange Mercy)
Neutered Fruit (Strange Mercy)
Strange Mercy (Strange Mercy)
She is Beyond Good and Evil (The Pop Group cover)
Northern Lights (Strange Mercy)
Year of the Tiger (Strange Mercy)
Cruel (Strange Mercy)
Bis
The Party (Actor)
Your Lips Are Red (Marry Me)
Neler varmış:
konser,
müzik,
salon iksv,
st vincent,
strange mercy
26.1.11
Dijital Deryada Gazetecilik
SAE Institute tarafından Salon İKSV'de düzenlenen Dijital Deryada Yaratıcılık konulu paneline katıldım bugün. İlk duyduğumda çok ilgimi çekmişti ve gitmem gerektiğini düşündüm. 3 bölümlü panelin ilk bölümüne katıldım.
Hurriyet.com.tr genel yayın yönetmeni Fatih Çekirge yazılı basından dijital dünyaya geçişte kendi yaşadıklarını paylaştı. Hurriyet'in yaptıklarından ve ilerde dijital basının nereye gideceğinden bahsetti. Monologdan, diyaloğa dönen haber düzeninde ilerde yorumcuların daha fazla rol alacağını, gazetecilerinde o günkü bir olay hakkında yarınki gazete yazısını beklemeden anında 1 paragraflık yorumlarının habere ekleneceğini söyledi. Gazetenin bir sonraki günü, televizyonun o anı ve internetin o an televizyona ulaşamayanlar için sıcak haberi anında sunduğunun özellikle altını çizdi.
Netbook Media reklam şirketi CEO'su Emre Tümer'de internette reklam oranlarının dünü ve bugünü kısa bir özet geçti. Hoşunuza gitmese bile, bence reklamlar olmadan internet gazeteciliğinin ilerlemesi bu kadar kolay olmazdı. İşin içine para girince bazı şeyler biraz değişiyor ama onlar olmadan bu kadar hızlı bilgi akışına ulaşmamız zor.
Üçüncü konuşmacı Bilgi Üniversitesi'nden Doç Dr Aslı Tunç daha çok blogger'lardan ve halkın habere nasıl etki ettiğinden bahsetti. Verdiği örneklerde İngiltere metrosundaki patlama vardı. İlk 6 saat içinde BBC dahil hiçbir haber kanalı olay yerine ulaşamazken ilk görüntüler Youtube'a düşmüştü. O 6 saat içinde BBC'ye gelen mail, SMS, video kayıtları ise sınırsız ve bütün kanallar haberlerinde o amatör görüntüleri kullanmışlardı. Konuşmanın sonunda değindiği en önemli konu "Gazeteler ölebilir ama gazetecilik asla". Yüzde yüz doğru çünkü gazeteler iPad'e de geçse orda yazılanların içeriği her zaman önem taşıyacaktır. Haber sadece başlıktan ibaret değil, okurken hala içinde neler yazdığına dikkat ediyoruz. Zaten internet gibi sonsuz bir ortamda iyilerle kötüleri birbirinden ayırmak artık çok kolay.
Son konuşmacı IP TV derneği başkan vekili Atıf Ünaldı idi. Katılımcılara sorduğu ilk soru "Aranızda navigasyon ve iPad kullan var mı?" oldu. 3-5 kişi haricinde kimse kullanmıyordu ve bunu Amerika'da sorsa oranın %80'lere çıkacağını söyledi. Biz genelde 3-5 yıl arasında o oranlara yaklaşıyormuşuz. Evet haklı ama bence Amerika'yla Türkiye'yi karşılaştırmak pek doğru değil çünkü bizdeki alım gücüyle ordaki arasında dağlar kadar fark var. Bu tamamen ekonomiyle ilgili bir durum. Değil iPad, evinde bilgisayar olmayan, memur maaşıyla kıt kanaat geçinen bir çoğunluğun olduğu ülkeyle Amerika gibi kişi başına düşen yıllık ortalama geliri $46.000'lerde olan bir ülkeyi karşılaştırmak zor bence. Ayrıca ilerde bilgisayar kullanmayacağımızdan, önümüzdeki 10 sene içinde telefon kabinleri gibi yerlerden internetle ilgili bütün işlemlerimizi yapabileceğimizden bahsetti. Gelecek teknolojisiyle ilgileniyorsanız Atıf beyi mutlaka takip edin.
Salon İKSV ve SAE Institute'a böyle yararlı bir panel düzenledikleri, konuşmacılarada yararlı bilgilerini bizlerle paylaştıkları için teşekkür ederim ama ilk oturumda her konuşmacının en azından yarım saate ihtiyacı vardı bence, belki bir dahaki sefere...
Neler varmış:
citylife,
dijital deryada yaraticilik,
dijital gazetecilik,
hurriyet,
mekan,
panel,
sae institute,
salon iksv
Subscribe to:
Posts (Atom)