25.3.11

Bir Adada Philips GoGear ve Ben!





Ahtapot misali okyanusa açılmış, farklı ülkelere gitmeyi hayal ederken hiç düşünmediğim birşey başıma gelse ne yapardım acaba? Mesela ıssız bir adaya düşsem, yapayalnız... Ve yanımda kalan tek şey sadece MP4 player'ım. Müzik olmadan o adada yaşayamazdım ama Philips GoGear Aria MP4 yanımda olunca en azından dayanabilirim. Şarjı dolu olsa 45 saat müzik dinleme şansım olur! Adayı keşfederken arada müziğimi dinlersem kurtarılma sürecim muhtemelen daha az sancılı geçer! Bir de içinde şu 10 albüm olursa tadından yenmez.


* Kasabian - West Ryder Pauper Lunatic Asylum


2009 yılının en güzel albümlerinden biri olmasının yanında bence grubun 3 albümü arasından en güzelidir. Bu albümde bir şarkı var ki şu an yaşadığımız zamana yazılan, dinlerken hüzünlendiren "Where Did All The Love Go?". Grubun gitaristi Serge Pizzorno vakti zamanında bu şarkı için "Çocuklar çok çabuk büyüyor ve haber kanalları, internet ve sosyal ağ sayesinde bilgi bombardımanına tutuluyorlar. İnsanların odalarından çıkmaması çok delice. Bizi mutlu edenler basit şeylerdir. Bu şarkı hayatın romantik tarafına bakıyor, insanlar birbirlerini görebilirse her şey daha güzel olacak" demiştir. Doğru söze ne denir?


* The xx - xx


19-20'li yaşlardaki The xx üyeleri son yılların en güzel debut'larından birini gerçekleştirmişti. Albümdeki intro bence son 10 yılın en iyilerinden. Crystalized'ı ilk dinlediğimde uzun bir süre vazgeçememiştim. Bu albüm benim için hep en sevdiklerim listesinde kalacak.


* Wild Beasts - Two dancers 


Geçen sene Efes Pilsen One Love'da izleyince bir kez daha hayran olduğum grup Wild Beasts. Mayıs gibi yeni albümlerine kavuşacağız ama All The King's Men, Hooting and Howling gibi şahane şarkıları yıllarca dinlenir. Olağanüstü vokalleri beni benden alıyor.


* Chromeo - Business Casual


Sanırım beni en çok eğlendiren albümlerden biri bu. Zaten Chromeo aklıma gelince, o ikiliyi gözümün önüne getirip gülüyorum. Bir Arap ve Yahudi'nin aynı takım içinde olması herhalde çoğu insanın aklına gelmezdi. Onlar dünyanın en eğlenceli ikilisi. Adada "J'ai claqué la porte" dinlerken belki de ilk kez bir Fransızca şarkı ezberlerim, nasıl olsa zaman çok!


* Kooks - Konk


2 cd'li bu albüm benim her daim vazgeçilmezlerim arasındadır. Konk'a ek olarak RAK'te o kadar güzel şarkılara sahiptir ki, en iyisi hangisi deseniz karar veremem.


* Amy Winehouse - Back to Black


Umarım Amy rehab şarkısının aksine, ihtiyacı olduğu zaman rehabilitasyona gidip sağlığına kavuşur da bizde onu daha fazla dinleriz. Çünkü bu sesi daha çok uzun yıllar dinlemek gerek.


* The Last Shadow Puppets - The Age of Understatement


Denizden babam çıksa yemem ama Alex Turner çıksa bi şarkı patlat derim! O ne yapsa, sever-sayar dinlerim. Arctic Monkeys haricindeki tek albümlük ama en şahane projesi The Last Shadow Puppets'ın bu albümünde sevmediğim tek bir şarkı bile yok.


* Gorillaz - Demon Days


Damon Albarn dururken şu Gallagher kardeşleri abartıyorlar ya, nasıl dinir oluyorum. İngilizlerin dahi bir müzik adamı varsa o da Damon Albarn'dır. Gorillaz'ın yaptığını bugüne kadar yapan bir grup daha yok. Bütün albümlerini çok sevsem bile Demon Days en iyisidir bana göre.


* Black Kids - Partie Traumatic


Adada tek başıma kaldım diye dans etmeyeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu albümü açıp adayı dans ederek dönmeyi planlıyorum. Belki orda benim dışımda yaşayan birileriyle karşılaşırım, kim bilir?


* The White Stripes - Elephant


Dün düşünüyordum, şu hayatta en sevdiğim müzik şahsiyeti kim diye. Aklıma ilk gelen isim tabii ki Jack White oldu. Bence günümüzün en iyi gitarist ve bestecilerinden biri Jack White. Blues'dan etkilenmesi onun müziğine o kadar güzel bir tat veriyor ki. Bu albümü seçerken White Blood Cells mi olsa yoksa dedim, aslında çok sevdiğim için MP4'umun yarısını 6 The White Stripes albümüyle doldurabilirim ama bu albüm çok gaz olması açısından adada bana iyi gelecektir diye düşünüyorum!




Bu arada siz siz olun, Philips'in biz müzikseverler için yaptığı kampanyayı kaçırmayın. 18 Mart-18 Nisan arası Philips GoGear MP4 aldığınızda, operatörünüz hangi marka olursa olsun 30 TL ya da 75 dakika konuşma kazanıyorsunuz. GoGear'in en önemli özelliği FullSound'la mükemmel ses kalitesi ve ses yalıtımlı kulaklıkları. Bütün multimedia dosyalarınız için kullanabileceğiniz gibi 45 saat müzik 5 saat video batarya ömrüyle cidden şahane bir mp4. Kampanya bahane ürün şahane, hele bir kırmızı rengi var ki gerçekten çok cici! 


Peki siz bir adaya düşseniz yanınızda hangi albümlerin olmasını isterdiniz?
Listeleri görelim!

24.3.11

Elizabeth Taylor





Madame Tussauds Las Vegas'ta Elizabeth Taylor'ın bu balmumu heykelini gördüğümde gerçekten büyülenmiştim. Onun orta yaş halini balmumuyla yapmışlardı ve o halde bile o kadar etkileyici görünüyordu ki, kesinlikle müzedeki en gösterişli heykel onunkiydi. Düşünsenize, bu halde bile güzel görünürken kim bilir gerçekte-gençliğinde ne kadar güzel bir kadınmış. Onun Raintree Country filmini çok severdim. Grace Kelly, Audrey Hepburn, Elizabeth Taylor... Bu kadınların çok farklı bir zarafeti vardı. Onlar gittikçe o zarafette pek kalmadı. Böylece sinema dünyası bir ikonunu daha kaybetti. Huzur içinde yatsın.

16.3.11

30. Istanbul Film Festivali

Baharın gelişi yazlık kıyafetleri ortaya çıkarınca ve İstanbul Film Festivali başlayınca belli olur! Nisan ayının en güzel etkinliği İstanbul Film Festivali 30. yılında yine dopdolu bir programla 2-17 Nisan arasında gerçekleşecek. Festivalin en ilgi çekici programı tabii ki Akbank galaları. Never Let Me Go, The Conspirator, Last Night ve The Killer Inside Me bence galada görülmesi gereken filmler.
Never Let Me Go
Altın Lale için yarışacak 12 filmden en merak ettiğim, bir Türk filmi olan "Bizim Büyük Çaresizliğimiz". Şubat ayında Berlin'de Altın Ayı için yarışan filmin yönetmenlik koltuğunda Seyfi Teoman, başrollerde  İlker Aksum, Fatih Al, Güneş Sayın var.
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Avrupa Konseyi Sinema Ödülü insan hakları konusuna değinen 10 film arasından seçilecek. Bunların içinden benim seçimim İngiltere yapımı Oranges and Sunshine. Emily Watson'ın başrolünde olduğu film 40'lı yıllarda İngiltere'den 130.000 çocuğun Avustralya'ya evlatlık olarak gönderilmesini ve bunun ortaya çıkması için uğraşan bir kadının hikayesini anlatıyor.
Oranges and Sunshine
Türk Sineması bölümünde 3 dala ayrılan toplamda elli film bulunuyor. Bunlardan 14 tanesi Altın Lale için yarışacak. Gişe Memuru, Atlıkarınca, Zefir ve Görünmeyen benim merak ettiğim filmler. Özellikle son dönem Türk filmlerine mutlaka programınızda yer verin, sonra onları bulmak zor oluyor.
Atlıkarınca
Dünya festivalleri bölümü adından anlaşılacağı üzere dünya festivallerinde yarışmış, ödül alıp öne çıkan filmlerden oluşuyor. Bu bölümden seçtiğim iki filmden biri; Made in Dagenham. Gerçek hayattan esinlenilmiş filmde, Ford fabrikasında çalışan kadınların erkeklerle eşit kazanç elde etmek üzere haklarını aramalarını anlatıyor. Diğer film Meek's Cutoff ise dağcı Stephen Meek'in hayatından uyarlanmış bir western. Çok sevdiğim Michelle Williams'ı başrolde görünce filmi direk işaretledim.
Made in Dagenham
Genç Ustalar bölümünden seçtiğim film Ghent doğumlu Türk yönetmen Kadir Balcı'ya ait "Turkuaz". Kendi hayatından esintiler taşıyan bu filmde Ghent'e gelen Türk ailesinin hayatını neşeli ve dokunaklı taraflarıyla anlatıyor. 
Turkuaz
NTV Belgesel Kuşağı'nda "Stones in Exile" Rolling Stones'un Exile on Main Street albüm zamanını arşivlik görüntülerle gözler önüne seriyor. Diğer müzikle ilgili film ise Sex Pistols'ı konu alan bir film. Geçen sene belgesel kuşağını daha çok sevmiştim.
Stones in Exile
Geceyarı Kuşağı'nda gerilim dolu dört film var. Benim seçimim Vanishing On 7th Street.
Vanishing On 7th Street
Mayınlı Bölge'de konusu ve senaryosuyla birbirinden farklı ve sıra dışı filmler var. Schastye Moe (Mutluluğum) Gregory'nin yük dolu bir kamyonla çıktığı yolda yolunu sapmasıyla karşılaştığı olayları günümüz Rusya'sına göndermelerle anlatan bir yapıt.  
Schastye Moe
Filmler böyle... Onun dışında, genel satış bu cumartesi (19 Nisan) başlıyor. Haftaiçi 11:00, 13:30 ve 16:00 seansları tüm filmlerde 4 TL. Diğer filmler 6 ila 15 TL arasında değişiyor. Film gösterimleri Atlas, Beyoğlu, Kadıköy Rexx, City's ve AFM Fitaş'ta yapılacak. Salon İKSV ve Pera Müzesi'nde de bazı film gösterimleri yapılacakmış. Festival süresince kullanılmış biletlerinizi gösterdiğiniz birçok mekanda %10 indirim uygulaması yapılacak. Mekan listesini ve festivalle ilgili daha fazla ayrıntı için İKSV'nin sayfasına uğramayı unutmayın.

Dipnot: Umarım bir gün yine Emek sinemasında film izleme şansına erişiriz.

15.3.11

Smells Like Music

Now, the only place I wanna be in is Austin, Texas. Because of SXSW festival. It sounds amazing. 1900 performances? How it can be possible? List is like this. Just wow!


On the other hand there will be Coachella in April. It has dream line-up. Hopefully we will hear about it from Hayalsu, tune in to Musical Life!


For Istanbulian music lovers, July will be the best month! One Love Festival, Rock'n'Coke and Istanbul Jazz festival will be done in July. Actually it has best and worst ways. Best way is it will be month full of music of course but probably it'll be hard to join all of the fests because of monetary issues. I need help!


Şu an tek olmak istediğim yer Austin, Texas sanırım. 25 yıldan beri yapılan müzik festivali SXSW, son yıllarda film gösterimlerinide bünyesine ekledi. 1900'dan fazla performans diye bir link atmışlardı twitter'dan. Liste şu şekilde: tık tık.  Ayıp oluyor sanki biraz?
Coachella'ya değinmiyorum bile :) İnanılmaz bir line-up var. Neyse ki ordan haberleri Hayalsu'dan alacağımızı umuyorum. Özellikle Nisan ayında Musical Life'ı takipte kalın!


Festival demişken yavaş yavaş bizim festivallerden de haber almaya başlayacağız sanırım. One Love, Rock'n'Coke ve İstanbul Jazz Festivali temmuz ayında olacakmış. Hepsinin aynı ayda yapılması bence kötü çünkü maddi açıdan birçok müzikseverin zorlanacağını düşünüyorum. Yardıma ihtiyacım var! Hakkımızda hayırlısı diyelim!

The Strokes - Angles

At last The Strokes released their new album "Angles". I'm stuck into Alex Turner's EP now, so Angles is on the line for me. Actually I can't eat up albums so fast :) My PC is full of new albums but I listen 3-4 albums in a month (maximum). I haven't listened new Radiohead album yet! Going slowly but it's best I think.
Undercover of Darkness is super song, I'll write down my feelings about album when I have chance to listen it. We've waited so long for that, hope its worth it!
It's streaming online right now, here http://new.thestrokes.com/
So, who liked the new The Strokes album?


The Strokes ilk single'ı yayınladıktan sonra bir şarkı daha derken albümü yayınlayıverdi. Şu an Alex Turner'ın EP'sine dalmış olduğum için onu biraz bekletiyorum. Açıkçası ben müziği çabucak tüketelerden değilim. Bilgisayarım yeni albümlerle dolu olsa bile 1 ayda dinlediğim albüm 3-4'ü geçmiyor. Radiohead'in King of Limbs'i bile henüz dinlemiş değilim. Sindire sindire gidiyorum diyelim.


Undercover of Darkness şahane bir single, albümü dinledikçe fikrimi yazıcam. Uzun zaman bekledik,umarım değer!
Albümün tamamını şuradan dinleyebiliyorsunuz http://new.thestrokes.com/
The Strokes'un albümünü beğenenler?


Alex Turner - Submarine

İstanbul'a bahar geldi! Havalar t-shirt hırka moduna girdi. Müzik piyasası canlandı. Herkeste bir neşe bir heyecan. 10 günlük hastalık döneminin ardından bende kendime geldim ve bu arada çok beklediğim albümler peşi sıra geldi. Gerçi asıl önümüzde Wild Beasts'inde albümünün çıkacağı süper bir Mayıs ayı bizi bekliyor ama şimdiye bakalım!

Alex Turner yaptığı her işle beni heyecanlandırıyor. Arctic Monkeys sanırım her albümünü sevdiğim ve dolayısıyla en sevdiğim gruptur. Ayriyeten Alex'in tek albümlük diğer grubu The Last Shadow Puppets'ı da pek bir severim. Aylardır Arctic Monkeys yeni albüm haberi ortalarda dolaşırken bu hafta track listing'i yayınladılar. Alex grubunun albümü haricinde araya birde solo EP'sini sıkıştırdı. Bu EP Submarine filmi için yapıldı. 6 şarkıdan oluşan EP biraz fazla duygusal gibi. Yani Arctic Monkeys'le karıştırılmaması gerek, o bir gerçek. Sanki bir Beatles etkisi var gibi EP'de.
Stuck on the Puzzle albümden ilk favorim oldu bile, şahane bir şarkı.
Filmin görüntülerininde içinde olduğu ilk single Piledriver Waltz.



9.3.11

Wonder... Wonder... Wonderman!

I love Ellie Goulding's debut album Lights. Especially in last 2 months I addicted to her album, I think she is one of the best female vocal lately. And... Tinie Tempah is UK's most popular rapper recently. He won 2 Brit Awards! In his album Disc-Overy, he has a song with Ellie Goulding. Super song and this is the new video. Enjoy!


Ellie Goulding'in albümü "Lights"ı özellikle son iki ayda yuttum sanırım. Son zamanlardaki en iyi kadın vokallerden biri bana göre. Tinie Tempah ise 2 Brit ödüllü Büyük Britanya'nın son zamanlardaki en iyi rapper'ı. İşte onun albümü Disc-Overy'de yer alan Wonderman şarkısında Ellie Goulding ona eşlik ediyor. Süper bir şarkı ve ortaya böyle güzel bir video çıkmış.


2.3.11

Blogspot Banned in Turkey!



Blogspot banned in Turkey because of some blogs illegally broadcasting Turkey Super League's matches which is owned by Digiturk. Digiturk applied law to ban that blogs but unfortunately there is no strict internet rules in our law system so they just cut off the blogspot in Turkey(I changed my DNS but this is temporary I think). Before law, Digiturk wanted to contact Google but it seems they didn't do anything.. 
I don't want anyone to touch my blog. I don't want them to touch my life. I hate the word "censor". We'll try to go on to keep our rights. Please do little favor for us and go this facebook page and like it, if you want to write about it just shout out! Also we are using #blogumadokunma hash tag in our tweets, it's time to take a stand against censorship!


Öncelikle konuyu bilmeyenler için bir özet geçeyim. Digiturk, yasal olmayan yollardan Lig TV yayını yapan bloglara karşı haklarını korumak için bir dava açtı. Ancak bildiğiniz gibi ülkemizde henüz internet şuçlarıyla ilgili kanunlar olmadığı için 5846'ıncı maddenin esnekliğinden yararlandılar ve bu şekilde Blogspot'a erişim engellendi. Yasakla ilgili ayrıntıları okumak için aşağıdaki linklere tıklamanız yeterli diyor ve devam ediyorum.
Bloguma dokunma çünkü ben yazmayı, paylaşmayı, keşfetmeyi seven bir bireyim. Sen benim bloguma dokununca benim hayatıma dokunmuş oluyorsun ve bunu yapmaya kesinlikle hakkın yok.
Bu olay sadece blog değil, daha önceleri Youtube, Fizy, Vimeo gibi birçok siteye erişim durduruldu ve sansür her alanda devam ediyor.
Yasaklamalar bizleri sadece daha geriye götürür, bir faydası olmayacağı kesin. Bırakın herkes istediğini özgürce yazsın, okusun, dinlesin, paylaşsın. Bu doğal haklarımızı elimizden almayın.
Hayatın her alanında her gün farklı yasaklarla karşılaştığımız şu günlerde bari burda özgürlüğümüzü elimizden almayın.
Yapılan bu sansürler insanların beyinlerine uygulanıyor. Yasakları normalleştirmeye ve onlarla yaşamaya alışmaya başlıyoruz işte o an asıl tehlike doğuyor. Yasaklara alışan bir toplum sesini çıkarmamaya ve olan bitenleri düşünmeden, tartışmadan kabul etmeye, boyun eğmeye başlar. Umarım hiç bir zaman o duruma gelmeyiz ve yanlışları düzeltmek için elimizden gelen her şeyi yapar ve haklarımızı geri alırız.
Blog yazarı ve okuyucusu olmanız gerekmiyor, gelin sizde bizim yanımızda, özgürlüğün peşinde olun.