14.1.11

Alkol Yasağı

18 yaşına gelince hangi haklara sahip oluyoruz önce onları bir düşünelim. Ehliyet alıp trafiğe çıkabiliyoruz, evlenebiliyoruz, oy kullanabiliyoruz, kimliğimiz bizim ayrılmaz bir parçamız oluyor yani kısacası devlet önünde bağımsız bir birey sayılıyoruz. 18 yaşına gelince bizim reşit olduğumuzu, aklımızın her şeye erdiğini ve istediğimizi yapabileceğimizi söylüyorlar yani. Gerçekte öyle mi? Hayır, aslında değişen pek birşey olmuyor. Hala kendini birilerine kanıtlama çabasında ve kişiliğini oturtmaya çalıştığın bir sürecin içine giriyorsun.

Şimdi, devlet bizim 18 yaşına gelince reşit olduğumuzu ve o haklara sahip olduğumuzu düşünüyor ama alkol için biraz daha büyümeniz gerek diyor. Sağlıklı yaşam ve gençleri koruyalım adı altında bir takım değişiklikler yapılıyor. Bize sorulmadan, kendi kafalarına göre... Bizim yapmadığımızı sizde yapmayın mantığı. Ben olayın içki boyutunda değilim. Bu olay yasakçı zihniyetin ne kadar ileri gidebileceğinin göstergesidir, ben işin boyutuna bakıyorum. Bugün bunu yasaklayan, yarın çok başka yasaklar getirir - ki getiriyorda. Bilmem farkında mısınız ama basın özgürlüğü bu ülkede gittikçe kısıtlanıyor. Her cümleye bir dava açılıyor. Karikatürlere bile tahammül edemeyen, twitter'a üye olur olmaz insanları tehdit eden ve kimse bana dokunamaz diyen siyasetçiler var bu ülkede. Artık konuşurken bile söylediklerimize dikkat etmek zorunda kalacağız belki de. Aman bir dava da bize açmasınlar, başımız ağırmasın.

Efes Pilsen gibi köklü bir kulübün adı değiştirilmeye zorlanıyor. Kültür-sanat etkinliklerine alkollü içki markaları sponsor olamaz deniyor. Bunu bir düşünsenize. Sponsorların olmaması demek, Efes Pilsen One Love, Miller Freshtival, Istanbul Caz Festivali'nin olmaması - ya da olduğu takdirde oralarda içki satışının yapılmaması demek. Bir düşünsenize İstanbul'daki kültür-sanat etkinliklerine sponsor olan firmaları. Neredeyse bütün etkinliklerde en başı alkollü içki firmaları çeker. Onların sponsorluğu olmadan şehir hayatı nasıl çekilir ki? Nereye gideriz bir düşünün.

Bunun birde turizm ayağı var. Düşünsenize ülkemize turist olarak gelen insanların tatil beldelerinde istedikleri yerde alkol kullanamadıklarını. Bunu onlara nasıl açıklarsınız? Zaten New York Times bile bu yasağı haber yapmış, artık Türkiye'nin yasakçı imajı nasıl bir beklenti oluşturur oralarda bilemiyorum.

Ben türban yasağına da karşıyım, içki yasağına da. Yasaklar sadece daha çok baskıyı ve o baskının sonucunda gelen sapkınlığı arttırır. Özgürlüklerin olduğu bir ülkede ise mutluluk ve refah vardır. Umarım önümüzdeki seçimlerde halk aklını başına toplar ve gerekeni yapar. Bu demokratlaşma adı altında yapılan muhafazakarlaştırmayı kimse yemez.

No comments: