Haftaya yeni bir şarkıyla başlıyoruz! Animal Collective'in 3 Eylül'de çıkacak albümü Centipede Hz'den ilk single "Today's Supernatural". 2009 çıkışlı Merriweather Post Pavillion albümlerinden sonra Animal Collective cephesinden bize ulaşan yeni materyal olmamıştı. Garaj günlerine, yani özlerine döndüklerini söyleyen Animal Collective'in yeni albümü gürültülü bir sound'a sahip olacak gibi.
Önümüzdeki günlerde çıkacak albümleri görmek için sizi şuraya alalım.
30.7.12
29.7.12
Eksen on Fair // Bombay Bicycle Club Geliyor!
Sabah kalkmadan önce yatağımda twitter'da son olan bitenlere bakıyordum, Mehmet Tez yeni bir festivalin haberini yapmış. Neymiş bu derken, birden Bombay Bicycle Club'ı gördüm, güne şahane başladım! Radyo Eksen, 15 Eylül'de "Eksen on Fair" adı altında tek günlük bir etknlik düzenliyor.
Maçka Küçükçiftlik Park'ta yapılacak etkinlikte Bombay Bicycle Club'ın yanı sıra The Stranglers, Space ve London Guns bulunuyor. Gary Powell (Belle&Sebastian ve The Libertines davulcusu) ve Adam Ficek (Babyshambles davulcusu) London Guns adı altında DJ set düzenliyorlarmış.
15 Eylül'de yapılacak festivalin biletleri de çok yakında satışa sunulacakmış. 2011'in bana göre en iyilerini seçtiğim listemde 5. sıraya almıştım Bombay Bicycle Club'ın A Different Kind of Fix'ini. Onların gelmesi bile yeter benim için. Eksen'i seviyorum! Ve onlardan gelecek haberleri dört gözle bekliyorum. Ayrıca hayat hep festival olsa, biz de öyle yaşasak diyorum, ne dersiniz?
03.08.2012 son dakika editi: Biletler bugün itibariyle Biletix'te. VIP: 140 TL // Tam 87,50 TL // Öğrenci 67,50 TL
Detaylar: http://www.eksenonfair.com/
Neler varmış:
bombay bicycle club,
eksen on fair,
festival,
london guns,
müzik,
space,
the stranglers
26.7.12
The Killers - Runaways
En sevdiğim gruplar sıralamasında başı çekenlerden biri olan The Killers'ın yeni albümünü uzun zamandır bekliyordum. Birkaç gün önce yayınladıkları yeni single "Runaways"ın klibi de bugün geldi. The Killers yine bildiğimiz gibi. Kaldığı yerden devam ediyor.
Bu arada önümüzdeki aylarda çıkacak albümleri facebook sayfamdaki bir albümde topluyorum. Bakmak isterseniz buradan buyurun.
Neler varmış:
runaways,
the killers,
video
20.7.12
Morrissey Bize Ne Yaptın? / Morrissey, What Did You Do To Me?
Morrissey konseri öncesinde heyecandan karnıma ağrılar giriyordu. Ofiste sürekli "Heyecanlı mısın?" sorularıyla karşılaşıyor ve coşkuyla "Tabii ki!" diye karşılık veriyordum. Heyecanlı olmamam mümkün müydü? Müziğe sıkı sıkı sarıldığım lise yıllarında The Smiths'i keşfedip, Morrissey'in dünyaya karşı takındığı güçlü tavra hayran kalıp, sözleriyle defterlerimi süslemiştim. Evet, o zamanlar defterlere şarkı sözleri yazılır, özellikle boş derslerde bunu yapmaya özen gösterirdik. Daha sonra büyüdüm, üniversiteye gittim, aşık oldum, acı çektim ve yine yanımda Moz'un sözleri vardı. O herkesten, her şeyden farklıydı. Müzik benim dinim ise, o da benim Tanrı'mdı.
Konsere giderken içim içime sığmıyordu. Daha önce hiçbir konsere giderken bunları hissetmemiştim. Aradaki bütün ayrıntıları geçip Morrissey'in sahneye çıktığı ana geliyorum. Beyaz gömleği, elinde Türk bayrağı, yanında müzisyenleriyle bir anda sahnede belirdi. "Assad Is Shit" yazıyordu ekibin tişörtünde. Bayrağı açarak "People Have The Power" diye söylendi ve beklediğimiz şarkı "How Soon Is Now?"la açılışı yaptı. Konser öncesinde, son setlistlerine baktığımda çok mutlu olmuştum. Ama sonra düşündüm, ne önemi var ki, onun orda olması zaten başlı başına büyük bir olay. İstediği her şeyi çalsın, nasıl olsa hepsini seviyorum ya!
Seyircisine karşı inanılmaz saygısı ve içten sevgisini hissedebiliyordunuz. İnsanların eline dokunması, hatta hayranları eline dokunduktan sonra kendi elini öpmesi, sahneye çıkan kızları kucaklaması o kadar farklıydı ki. Sanki sahnede binlerce çocuğu olan şefkatli bir baba vardı. Kelimesi kelimesine hatırlamıyorum ama "Can you feel my heart? I have nothing else." (Kalbimi hissedebiliyor musunuz? Başka hiçbir şeyim yok)" gibi bir şeyler duyduğumu hatırlıyorum. İşte o an samimiyeti karşısında eridim. Bir ara mikrofonu öndeki seyircilere verdi ve onlar da içlerinden geleni Morrissey'e söylediler. "Morrissey sen adamın dibisin!" diye haykıran kıza sevgilerimi gönderiyorum :)
1 buçuk saat o kadar çabuk geçti ki, kaç tane şarkı söylediğini falan şu an hatırlamıyorum ama tek bildiğim ona doyamadığım. "I Know It's Over"ı söylemesi beni mahvetti, benim gibi yüzlerce kişinin o şarkıda ağladığını tahmin edebiliyorum. Vegan değilim ama dün Meat Is Murder'ı dinlerken çok etkilendim. 'Meet Your Meat' videosu da şarkıyı söylerken arkada gösterildi, bunu yapmaya herkes cesaret edemez. Ama o "All politicians are the roots of evil" diyecek kadar da cesur ve güçlü. Sonsuza kadar sürmesini istediğim konser, hızlıca geçti. Kalbime birkaç tane çizik attı Morrissey. Hayatımın unutulmaz günleri arasına girmiş oldu bu konser. Onu çok seviyordum ama bu konserden sonra sevgim binlerce kat artmış oldu. Çıkışta uzunca bir süre yürüdüm ve kulağımda hala "I know it's over" diyen Morrissey'in kalp yaralayan sesi vardı.
Kısa not: Bu konserle ilgili ne kadar yazarsam yazayım hep yarım kalacakmış gibi hissediyorum. Şu an duygularımı anlatmada çok başarılı değilim sanırım ama konseri yaşayanlar neler hissettiğimi tahmin edebilir :)
------------
I had terrible stomach ache before Morrissey concert, it's all about excite! Everyone in the office asked me "Are you exciting?" How can I not be? When I was discovering the power of the music in high school years, I met to The Smiths then I was being charmed by Morrissey's strong attitude against world. I used to write lyrics on my notebooks, papers, anything I found. Then I went to college, fell in love, my heart was broken and Morrissey was the only person who is with me all the time with his songs. He is unique, like no other. If music is my religion, so Moz is my God..
I felt so different yesterday. I've never felt before in any other concerts. Morrissey showed up with his white shirt and jeans, Turkish flag on his hand and his musicians with "Assad is shit!" t-shirts. He opened the flag and murmured "People Have The Power" then started to sing "How Soon Is Now?" as we expected! When I looked his previous setlists, it all looked flawless but then I think, it doesn't even matter! I'll be happy whatever he sings, I love all of them! The most important thing is that he is here with us.
You can feel his respect and love to his audience in every moment. He touched fans and kissed his own hand which fans held. He hugged the girls who tried to jump on the stage, actually he helped his fan to jump on the stage :) It was all so different and honest. His honesty breaks the walls between fans and Moz! It feels like he has thousands of children and he is loving father of them. He said to us "Can you feel my heart? I have nothing else." I was melted. Then he gave microphone to audience and people said "I love you Morrissey!", "Will you marry me?" (really?), "Morissey sen adamın dibisin which means "You are the man! You are the best of best" in slang (not bad) :) Then added "There is a light that never goes out and you showed it to us" which is the most meaningful sentence from audience.
He started at 10 pm and off to stage at 11:35 (if I'm not wrong). It was not enough for me. "I Know It's Over" was the top of the gig for me. I felt so sad, cried and I know there is hundreds of people like me yesterday. I'm not vegan but I felt so emotional when he sang "Meat Is Murder". He introduced the song "Meat Is Shit" and we saw "Meet Your Meat" video on the background. No one can be brave like him. Which musician can say "All the politicians are the roots of the evil"? He said. I wish that concert lasts forever, it's gone so fast. He scratched my heart and it really hurts. Yesterday is gonna remember always. I used to love him but now I love him more and more. I walked down on the lonely dark streets after the gig and his voice tinkled out and wounded my heart "I know it's over".
(OK moz_fan here is an English version for you. No need to google translate! )
Neler varmış:
konser,
live at istanbul,
morrissey,
müzik,
the smiths
18.7.12
The Vaccines - Teenage Icon
İlk albümlerini dinlemekten bıkıp usanmadığım The Vaccines, yine şahane bir albümle geliyor gibi! İlk single "No Hope"tan sonra, arayı fazla açmadan bugün de "Teenage Icon"u yayınladılar. Bu grup sevilmez de ne yapılır?
- Yeni albüm "Come Of Age" 3 Eylül'de yayınlanacak.
Neler varmış:
teenage icon,
the vaccines,
video
Delphic - Good Life
Manchester'lı grup Delphic'i, 2010'un başında çıkardığı albüm "Acolyte"la tanımış, albümü de çok sevmiştim. Sanki aradan 2 değil de, 4-5 yıl geçmiş gibi gelen sürenin sonunda Delphic'ten yeni bir şarkı geldi. İlk albümdekinden çok farklı, çıkış şarkısı için de biraz sönük bir seçim gibi geldi bana. Single 23 Temmuz'da yayınlanacakmış. Yine de albüm için umudumu kesmiyorum. İyi bir şeyler gelebilir, gelmeli!
17.7.12
Çölden İndim Denize
Ben Nisan'da Coachella'ya mı gitsem diye düşünürken, onlar festivali denize taşımaya karar vermiş! Bahamalar ya da Jamaica'da kocaman bir gemide yüzlerce (binlerce?) müzikseverin olduğunu düşünün. Pulp, Hot Chip, Yeasayer, Sleigh Bells sizin için gelip o gemide çalıyor! Olur mu, oluyor işte.
Fort Lauderdale'den hareket edecek tekne 16-19 Aralık'ta Bahamalar'da, 19-23 arası da Jamaica da olmak üzere 2 tur düzenleyecek. Yani Nisan'da yapılacak festival gibi 2 kez üst üste aynı line-up'la iki festival yapılacak. Şu an belli olan line-up afişte şöyle yer almış. Ücretler de kişi başı 500 dolardan başlayacakmış.
Fort Lauderdale'den hareket edecek tekne 16-19 Aralık'ta Bahamalar'da, 19-23 arası da Jamaica da olmak üzere 2 tur düzenleyecek. Yani Nisan'da yapılacak festival gibi 2 kez üst üste aynı line-up'la iki festival yapılacak. Şu an belli olan line-up afişte şöyle yer almış. Ücretler de kişi başı 500 dolardan başlayacakmış.
Pazar günkü konserden sonra imkan olsa Pulp için her yere giderim diyorum ama bu line-up'ı genişletmek gerek :)
Detaylar: http://ss.coachella.com/
Neler varmış:
coachella,
festival,
ss coachella
16.7.12
(Efes Pilsen) One Love Festival 2012'nin Ardından
Önce adından "Efes Pilsen" kaldırıldı, sonra kapı açılışından 1 saat önce içki satışının olmayacağı duyuruldu. Bu yüzden bilet iade edenlerin bile olduğu söylendi ve maalesef festivalin ilk günü müzikten çok bu olaylar konuşuldu. 2 günlük eğlenceyi engellemek isteyenlerin düşüncesi neydi bilmiyorum ama unuttukları bir şey vardı, o da "müziğin birleştirici gücü!". Bu olaylar Türkiye'de her gün biraz daha bastırılan gençliğe yapılan sıradan bir olay gibi görünse de, #ozgurlugunesahipcik hashtag'inin bir anda twitter'da zirveye oturması öyle olmadığını gösterdi. Orada yazılanlar çoğunluğu temsil etmese de, yine de bazı şeyler için insanları harekete geçirebilir belki. Çünkü olayın o gün içki içmek olmadığını hepimiz biliyoruz, bunun için yılın bir sürü günü var. Sadece insanların özgür iradelerinin elinden alınması çok korkutucu. Bu durumda konserlere geçmeden önce olayı son derece iyi idare eden Pozitif Müzik'i gerçekten kutluyorum.
Festivalin 1. günü hafif rahatsızlığım yüzünden gidemedim ama Kaiser Chiefs ve Damien Rice'ı kaçırmak beni çok üzdü. Hele ki Ricky'nin seyircilerin arasına dalıp orada şarkı söylemesi, eminim cumartesi günü orada olanlara çok eğlenceli anlar yaşatmıştır.
Dün gittiğimde ana sahnede Kimbra performansına başlamıştı. Daha önce videolarında da gördüğüm gibi inanılmaz derecede tatlı ve güzel bir kız vardı sahnede. Beyaz ve lame detayları olan elbisesiyle güneşin altında parlıyordu. O sıcağa rağmen oldukça enerjikti ve sahnenin her yerini dolaşıyordu. Kalabalık Settle Down'ı bekliyordu, o da bunu biliyordu ama olduğundan farklı bir versiyonunu seslendirdi dün konserde. Kimbra elinden geleni yapsa da, sanki henüz büyük sahnelerin sanatçısı değil gibi. Seyirciler de sıcak yüzünden mi bilinmez bayağı tutuktu. Belki de Pulp'ı beklemenin heyecanıydı, bilemiyorum... En azından benim için öyleydi.
Pulp'ın geleceğini bildiğimden beri içimde anlatması güç bir duygu vardı ve dünkü konseri de nasıl anlatacağımı, doğru kelimeleri nasıl bulacağımı da tam bilemiyorum açıkçası. Özellikle üniversite zamanında uzun bir süre dinlediğim, şarkılarıyla dans ettiğim ve hüzünlendiğim, bazen baş kaldırdığım ve hayran olduğum grubu görecektim. Pulp çıkmadan önce sahneye siyah bir perde indirildi. Arkadan gelen hafif müzikle birlikte perdenin üstünde yazılar kaymaya başladı. "Merhaba, Nasılsınız?". İşte o an arkada olduklarını da bildiğimizden heyecan arttı. Bayağı uzun süren bu girişin "Bira ister misin?" sorusundan sonrasını ve ilk şarkıyı kaydettim, birazdan videoda görebilirsiniz.
Bir önceki gün Kaiser Chiefs'ten Ricky'nin de alkol yasağıyla dalga geçmesi gibi (Çetin Cem'in yazısında detaylar mevcut, burada) Pulp da bu yasağa dikkat çekti. Zaten onların buna duyarsız kalmasını beklemezdim.
"Do You Remember The First Time?"la giriş yapan Jarvis, sahnedeki hareketleri, kendine özgü dansı, içten sözleriyle bir anda hepimizi avucuna aldı. Gerçi siz benim "hepimiz" dediğime bakmayın, önde olduğum için çılgın kalbalığın arasındaydım ama arkada yeterince coşku olduğunu hissedemedim. Her şarkıya eşlik eden insanlar yoktu zaten. İlk 2 şarkıyı çektikten sonra (ona da nasıl dayandım bilmiyorum ama) kameramı çantama koydum ve "Pulp"ı yaşamaya başladım! O saatten sonra bende kayış koptu! Hele bir ara Jarvis Cocker sahneden inip önde gezmeye başlayınca ve olduğum yere gelince "Neler oluyor?" diye kendime sordum bir an. Onunla göz göze geldikten sonra, milattan önceki "güya" akıllı olan telefonumla net olmayan bir fotoğrafını çekmeyi başarıp onu da hatıralarımın arasına kattım.
"Something Changed"le duygulanıp, "Party Hard"la olduğum en büyük partideymiş gibi hissettim kendimi. Pulp'ın sahnede olduğu süre boyunca ben de sadece Pulp dünyasında yaşadım. Jarvis'in birbirinden güzel sözleriyle büyülendim. Sıcak yüzünden sırılsıklam olan takımı ve korkunç neme rağmen sahnede olduğu her anı özel kıldı ve sonuna kadar hakkını verdi! Bis'te de "Mis Shapes"i çaldıktan sonra daha ne isterdim ki?
Konser bitip de dolmuşa binince, yüzüme vuran rüzgarla gözlerimi kapadım ve Jarvis hala kafamın içinde dans ediyordu. Şu an hala "I Spy"ı dinliyor gibi hissediyorum. Canlı canlı onları görüp, 2 saatliğine de olsa o dünyada yaşadığım için çok mutluyum. Bu güzelliği gerçekleştiren, emek veren herkese binlerce kez teşekkür ediyorum. Pozitif ailesine cesaretlerini kırmadıkları için, her yıl bir rüyayı daha gerçekleştirdikleri için çok ama çok teşekkürler! Daha yapacak çok işleri var, biz de daha çok grup izleyeceğiz İstanbul'da!
Tam sırasını hatırlayamamkla birlikte setlist şöyleydi: Do You Remember The First Time? / Monday Morning / Don't You Want Me Anymore? / Something Changed / Disco 2000 / Sorted / Acrylic Afternoons / I Spy / Party Hard / Like A Friend / Babies / Joyrider / Hardcore / Sunrise / Bar Italia / Common People / Bis: Mis Shapes
Tam sırasını hatırlayamamkla birlikte setlist şöyleydi: Do You Remember The First Time? / Monday Morning / Don't You Want Me Anymore? / Something Changed / Disco 2000 / Sorted / Acrylic Afternoons / I Spy / Party Hard / Like A Friend / Babies / Joyrider / Hardcore / Sunrise / Bar Italia / Common People / Bis: Mis Shapes
Bunu da imzalamayı unutma! http://www.ozgurlugunesahipcik.com/ Belki artık biraz daha fazla ses çıkmarma zamanı gelmiştir, ne dersiniz?
Sonradan gelen edit: Konser kültürümüz hala yerlerde. "Pardon! Pardon" diyerek insanları ezip öne geçmeye çalışanlara, kalabalıkta sigara içip yüzümüze yüzümüze üfleyenlere, sürekli konuşanlara ne demeli bilemiyorum.
Instagram'daki fotoğraflar için: @manolyafikri
Sonradan gelen edit: Konser kültürümüz hala yerlerde. "Pardon! Pardon" diyerek insanları ezip öne geçmeye çalışanlara, kalabalıkta sigara içip yüzümüze yüzümüze üfleyenlere, sürekli konuşanlara ne demeli bilemiyorum.
Instagram'daki fotoğraflar için: @manolyafikri
Subscribe to:
Posts (Atom)