13.6.11

Wild Beasts - Smother


Wild Beasts'in 2008 tarihli debut'su "Limbo,Panto"yu dinlediğimde onun çok eşsiz bir şey olduğunu düşünmüştüm. Gelecek vaat eden harika albümlerin filiziydi o. 2002'de önce "Fauve" ismiyle kurulan, 2004'te şu anki ismini alan grup, 2005'te Tom'un da gruba katılmasıyla bugünkü halini aldı. İngiltere'nin kuzeyinde, "Auld Grey Town" olarak da bilinen Kendal'da başladı grubun hikayesi. Lisedeyken Hayden Thorpe ve Ben Little ilk adımları attılar ama grubun büyümesiyle, oraya sığamayıp Leeds'e taşındılar. Gruba en son katılan Tom Fleming vokallerde Hayden'e eşlik etmeye başladı. 

Bad Sneakers Records'dan çıkardıkları iki EP sonrası Domino'yla anlaşan grup, ilk albümü "Limbo, Panto"yu 2008'de yayınladı. Benim Wild Beasts ismini ilk görüşüm ise Youtube'un sağ tarafta önerdiği videolar sayesinde oldu. 2007'de "Assembly"yi dinlediğimde şarkıyı pek beğenmedim ama Hayden'in sesine bayılmış ve hemen onlarla ilgili bir araştırma yapmıştım. Ne var ne yok bulup dinlemek istiyordum. İlk albüm Hayden ve Tom'un sesiyle büyülüyor ama kendi içinde biraz kopuk olması nedeniyle albüme odaklanmamı zorlaştırıyordu. Asıl büyük çıkış ikinci albüm "Two Dancers"la geldi. Büyük kitleler tarafından tanınmalarını sağladı ve neredeyse bütün kritikler tarafından fazlasıyla övüldü. Mercury adaylığını The xx'e kaptırsalar bile "Two Dancers" benim hayatım boyunca en sevdiğim albümler listesine doğrudan giriş yaptı. O albümdeki her bir şarkı gerçek sanat değeri taşıyor. Hayden'in falsetto'ları ve Tom'un bariton vokaliyle, ince işlenmiş sözlerin buluşması ortaya gerçek bir şaheser çıkarmıştı.  Onları "Efes Pilsen One Love Fest"te canlı görmek aşkımı alevlendirmişti. Alkolü ağzıyla içmeyen bazı festivalcilerin yüzünden sahneden erken inmişlerdi ve onlara doyamamıştık ama açıkçası ben gün boyu dinlesem yine doyamazdım. İnsan sevdiği bir grubu canlı dinleyince sanırım hep daha fazla dinlemek ve görmek istiyor. O günden beri Wild Beasts en sevdiğim beş grup arasına girdi ve son albümle sanırım benim için zirveye yerleşti. 


Two Dancers gibi çok başarılı bir albümün ardından gelecek olanı herkes gibi ben de çok merak ediyordum. Yeni Wild Beasts tınılarına öyle ihtiyacım vardı ki, 9 Mayıs'ta yayınlanan albüm "Smother"ı çıktığı günden itibaren dinliyorum (ve bu arada onun haricinde fazla bir şey dinlemediğimi de belirtmek gerek). Belki abarttığımı ya da Wild Beasts'e körü körüne aşık olduğumu düşünebilirsiniz ama onları dinlerken "İşte bu sahici ve hipnotize eden bir müzik" diye düşünüyorum. Albüm prodüksiyon, vokal, enstrümanlar ve sözler açısından gerçekten çok iyi. Şarkılar albüm kaydında süper ama canlı ve akustik hallerinin ayrı bir tadı var. 

Lion's Share zarif piyano tınıları ve elektronik melodilerle harmanlanmış bir şarkı olarak albümün açılışını yapıyor. Tom Fleming, Hayden'in yumuşak tonlamasına "Boy, what you running from?" diye sorarak karşılık veriyor.
Bed of Nails sözleri itibariyle en romantik parçalardan biri. "I would lie anywhere with you, any old bed of nails would do”. Ayrıca bu Mary Shelley'nin "Frankestein"ından etkilendikleri şarkı olma özelliğini de taşıyor. 
Vokali Tom'un üstlendiği Deeper, yavaş ve adı gibi derin olan bir şarkı. 
Loop the Loop'ta Hayden'ın güzel mırıldanmalarını duyuyoruz. "Don’t you think that people are the strangest things?" diye soruyor bize. Evet, gerçekten de öyle. 
Wild Beasts'in şarkı sözlerinde genel olarak seksi ve erotik öğeler var ama bunlar açık açık gözümüze sokulmuyor, tam tersine o kadar incelikle yazılmış ki, edebiyatçıların okuyunca etkileneceklerini düşünüyorum. Özellikle Plaything'de o erotizmi sadece sözlerde değil, vokallerde de hissedebiliyorsunuz. 
Hayden'ın sesine ne kadar bayılsam da, Tom'un bariton sesinin de ayrı bir güzelliği var ve onun güçlü vokalinin hissedildiği şarkıları çok seviyorum, albümün altıncı parçası Invisible onlardan biri. 
Albümün çıkış parçası Albatross çok dramatik ve masalsı hissiyatı olan bir şarkı, video klibi de enfes. 
Wild Beasts'in harika melodilerinde başrolde olan davulları unutmamak lazım, Chris Talbot bütün şarkılarda olduğu gibi Reach A Bit Futher'da da iyi bir iş çıkarmış. 
Sözlerini en çok beğendiğim şarkılardan biri olan Burning, Tom'un sakin ve konuşurmuşçasına mırıldandığı sözlerle başlıyor ve şarkıyı dinlerken "Tamam birazdan bir patlama gelecek" diyorsunuz. Bekliyorsunuz ama şarkı o gizem içinde devam edip, sona eriyor. 
Albümün kapanışı End Come Too Soon'la yapılıyor. Albüm bittiğinde sonun çabuk geldiğini hissedip tekrara alıyorsunuz ve "Smother" sizi içine çekmeye devam ediyor. Kendal'lı grubun kitaplara konu olabilecek harika satırları ve bu çağda hiçbir grupta bulamayacağımız soylu ve narin havası "Smother"la zirveye yükseliyor ve diskografilerinde harika bir yere konumlanıyor. Bu albümde tam bir bütün olan Wild Beasts yavaş ama sağlam adımlarla "kült"lük mertebesine yükselecek gibi görünüyor.

No comments: