30.5.11

Arctic Monkeys - Suck It And See *Dinle

I waited so long for this album! At last we can listen Arctic Monkeys new album "Suck It and See" online from their site. Have a good week everyone!


Arctic Monkeys'in aylardır bangır bangır geliyorum dediği albümüne sonunda kavuştuk. 
Web siteleri üzerinden dinlemeye başlayabilirsiniz. Bakalım bu albümde bize ne gibi cevherler sunmuşlar... 
Herkese iyi haftalar! 








Interpol Biletini Kazanan Belli Oldu!

Hepinize geçmiş olsun dilekleriniz ve katılımınız için teşekkür ederim!
Annem iyileşme yolunda baya büyük bir adım attı, o yüzden çok mutluyum :) Blogda hediyelerin devamı da gelecek, takipte kalın!

Biletin kazananı 3. yorumu bırakan "signoria" oldu. Umarım kendi blogunda konser izlenimlerini de bizimle paylaşır. Gidecek olan bütün Interpol hayranlarına iyi eğlenceler diliyorum. Keyfini çıkarın!

24.5.11

Interpol Bileti İsteyen?


Bir önceki postumda belirttiğim gibi son zamanlarda tek düşündüğüm şey annemin sağlığına kavuşması. Twitter'a bir göz atayım derken Interpol tweetlerini görünce biletim olduğu aklıma geldi, tamamen unutmuştum. Konsere gidebilecek durumda olmadığım için benim yerime başka bir Interpol hayranını sevindirmek istedim. Bu arada onları ne kadar çok sevdiğimi bu postta belirtmiştimAnnem iyileşsin, ben Interpol'u Türkiye'de olmasa bile başka bir yerde izleme şansına erişirim umarım.


Bileti kazanmak için


1- Bu blogun takipçisi olmanız (takipçisi değilseniz sağ taraftan hemen takibe başlayabilirsiniz) 
2- Facebook sayfamı beğenmeniz
3- Interpol'un en sevdiğiniz şarkısını yorum olarak bloga yazmanız yeterli olacaktır.


29 Mayıs Pazar gecesine kadar zamanınız var. Yorumu lütfen unutmayın çünkü random number generator için yorum sayısını bilmem gerek, aksi takdirde çekilişte isminiz olmayacak. Kazanan ertesi gün açıklanacak ve en kısa zamanda biletini göndereceğim.

22.5.11

Praying for mom!

My mom had an operation 5 days ago. After that she had fat emboli and staying in intensive care since that day. Fat emboli makes shortness of breath, now she can breathe through her oxygen tubes. We don't know when she will be okay. My mind&heart is with her. I can't think, can't sleep, can't feel okay until she come back home, just praying. All I do is that. Actually this is not "home" without her.


Please come back to us momma.




Annem 18 Mayis'ta bir ameliyat gecirdi ve hic beklemedigimiz birsey oldu. Annemde emboli goruldu. Yani kana yag karismis ve akcigere giden bir damarda olusmus bu olay. Bu da onun zor nefes almasina yol acmis, su an uyutuluyor ve makineye bagli olarak nefes aliyor. Ne zamab iyilesecegini bilemiyoruz. Hic birsey dusunemiyorum. O olmadan burasi ev degil sanki. Dua etmekten baska yapacak hic birsey kalmiyor.


Lutfen bize dön annem.



19.5.11

James Blake - Lindisfarne II

Ocak'ta kendi adıyla çıkardığı debut albümünden sonra kısa sürede büyük bir etki yaratan James Blake'ten yeni video: Lindisfarne II. 3. videosu için ilk videosu "Limit to Your Love"ın da yönetmenliğini yapan Martin de Thurah'la çalışmış. Biraz karışık hatta zaman zaman rahatsız dokunuşları olan bir video. 
Sanırım James Blake'in canlı stüdyo kayıtlarını izlemeyi tercih ederim.



17.5.11

Yapma bunu Lily!

Şimdi kesin "Vah vah bunu da kaybettik" diyenleriniz olacaktır. Başınız sağolsun o zaman, Kings of Leon'un şahane sesli elemanı Caleb Followill'de evlendi! Eski VS modellerinden pek şirin nişanslısı Lily Aldridge'le Montecito, CA'de (14 Mayıs) yakın dostlarıyla eğlenceli bir düğün geçirmişler. Ardı arkası gelmez rocker - model birlikteliklerinden biri oldu, hiç şaşmazlar! Buraya kadar herşey güzel, mutlulukları daim olsun falan ama şu straplez gelinlik modasını kim çıkardı yahu? Yani cidden hiçbir güzellik veya farklılık göremiyorum bu tarz gelinliklerde. Hepsi aynıymış gibi geliyor. Bir havluyu al bağla vücuduna, benim için straplez gelinlikle aynı şey. Böyle güzel kadınların biçimsiz modeller giyerek sıradan görünmelerine üzülüyorum. Tanrı Prenses Catherine'i korusun!



16.5.11

BBC Radio 1 Big Weekend 2011'den kalanlar

One Big Weekend, BBC Radio 1'ın yılda bir kere düzenlediği ve 2003'ten beri devam eden dünyanın en büyük ücretsiz müzik festivallerinden biri. 14 ve 15 Mayıs'ta düzenlenen festivalin bu seneki line-up'ı Foo Fighters, Tinie Tempah, Plan B, Friendly Fires, Panic at the Disco, The Wombats, The Strokes, Ellie Goulding, Two Door Cinema Club gibi sağlam isimlerden oluşuyordu. Ayrıca bir grup vardı ki, bence festivalin en merak edilen ismi onlardı: Arctic Monkeys. 6 Haziran'da yayınlayacakları albüm öncesi her canlı performans merak ediliyor haliyle. Çünkü senenin en beklenen albümlerinden birine imza attılar ve şarkılar çok iyi bir albümün habercisi gibi yayılıyorlar.



Friendly Fires albüm yazısını çok yakında yazacağım. Yaz boyunca dinlenecek süper bir albüme imza atmışlar. Onlar sahnede bu kadar kendinden geçmiş eğlenirken şu seyircinin durumu nedir? Videonun altındaki yorumlarda da söylemişler, hakkaten kuru kalabalık yani :)


Ellie Goulding'in canlı performanslarını çok beğeniyorum ama akustik olanları tercihim sanırım. Lights'ı çok sevmeme rağmen bu performansı beğenmedim.





Ya bu çocuklar ne kadar tatlı değil mi? Şarkının başındaki teknik aksaklıklara rağmen iyi devam ediyorlar. Canlı izlemek istediğim gruplar arasındalar. Umarım bir gün bizim topraklara ayak basarlar.


Sansüre Karşı Büyük Yürüyüş

Dün İstiklal caddesi belki de son yıllardaki en büyük kalabalığı gördü. Resmi rakam nedir bilmiyorum ama orada 40.000 insanın olduğu söyleniyor. Fiziksel rahatsızlığım aktivist ruhumu yenince malesef oradaki yerimi alamadım ama içimde çok büyük bir inanç vardı. Bu sefer her şeyin çok farklı olacağını hissediyordum. Yanılmadım. Saatler ilerledikçe kalabalık meydana sığmamaya başlamıştı,  gördüğüm bütün fotoğraflarda kalabalığın başı ve sonu belli olmuyordu. Twitter sayesinde an be an gelişmelerden haberdar oldum ve gelecek için içim biraz da olsa ümitle doldu. Bence bu harika bir başlangıçtı, yasa iptal edilinceye kadar her türlü yoldan hakkımızı aramalı ve sesimizi çıkarmaya devam etmeliyiz. Evde oturarak birşey yapamam diyenlere de hiç olmazsa twitter'da ya da bloglarınızda konuyu gündemde tutun diyebilirim. Özellikle #turkeynetban hash tag'ini kullanarak twitter'da konuyla ilgili düşüncelerinizi dile getirebilirsiniz. 
Domain isimlerinin yasaklanması, paketler, internetten alışverişe kota... Bunların hepsine, bütün sınırlamalara ve sansüre karşıyız. Her birey kendinden sorumludur ve kararlarını yönetebilme gücüne sahiptir. Hükümetin kişilere özel hayatlarında ne yapacağını söylemesine hakkı yoktur. Konu çocukları internetin zararlı içeriğinden korumaksa (ki çocuklar mutlaka korunmalı) bunu yapmak ailenin görevidir, hükümetin değil. 
Ayrıca standart paket uygulaması var nasılsa, birşey olmaz demeyin. Standart paket olunca şu an yasaklı olan sitelere de giremeyeceğinizi bilmelisiniz. 
Bu arada basınla ilgili bölümü de dile getirmek gerek. 40.000 insanın olay çıkarmadan, bir yerleri kırıp dökmeden medeni bir şekilde eylemini gerçekleştirdiği günü ekrana yansıtmayan, binlerce kişi yerine "yüzlerce kişi" diyen basın yayınlarını kınıyorum ve bu tür yanlı yayın yapan kanalları, gazeteleri ve web sitelerini boykot etmenizi öneriyorum. Umarım ilerki günlerde bu konu içinde harekete geçilir.


Yasa iptal olana kadar "İnternetime Dokunma" demekten vazgeçmeyin.


*Twitter'dan en beğendiğim fotoğraflar:


@sakaerka

@bilgeceyorum

@bilgeceyorum

@deliadamalibul

@kaplanseren

@vaksakal

Bu video aslında her şeyin özeti gibi!


İnternetime Dokunma Yürüyüşü 15 Mayıs 2011 from Firat Yıldız on Vimeo.

10.5.11

Noodles seven?

Ben noodles'ın her türlüsüne bayılırım ama iki dakikada yapılan hazır noodles'ın tadını hiçbir şeye değişmem. Aslında benimkisi çocukluktan kalma bir alışkanlık. Babamın işi nedeniyle Suudi Arabistan'da yaşadığımız dönemlerde birçok farklı tatla tanıştım. Ailem yeni tatlara karşı çok meraklı olduğundan dolayı orada yaşayan çok farklı milletlerden insanların yaptığı yemekleri tatma şansımız olmuştu. Annem markette gördüğü yeni ve farklı şeyleri denemeye bayılırdı. Onun sayesinde 8 yaşındayken en sevdiğim yemeklerden biri noodles olmuştu. 

Geçenlerde Carrefour'a gittiğimde Indo Mie markasının satıldığını görünce acayip mutlu oldum. Dünya mutfakları bölümünde bulunan Indo Mie'nin paketi 75 kuruştan satılıyor. Bir paket noodles çok az oluyor, çünkü noodles makarna gibi şişen birşey değil. 2 paketi ancak 1 kişilik oluyor. Baharat tadını kaybetmemesi için makarna gibi bol suda değil çok az suda pişirmelisiniz. Önce az miktarda suyu kaynatın, ardından paketi açtığınızda noodles haricinde yağ ve baharat paketini göreceksiniz. Hepsini birden pişireceğiniz tencereye ekleyin. 2-3 dakikada suyunu çekip hazır olacaktır. Indo Mie'yi Türkiye pazarına getiren firmaya teşekkürlerimi sunuyorum ama pakette yer alan bir çeviri hatasına inanılmaz güldüm. Fotoğrafı görünce bakalım siz de aynı şeyi farkedecek misiniz? :)





7.5.11

Miles Kane - Colour of the Trap

86 doğumlu İngiliz müzisyen Miles Kane 18 yaşında gitaristliğini yaptığı The Little Flames'le başlayan yolculuğuna solo albümüyle devam ediyor. The Little Flames, Arctic Monkeys'in alt grubu olarak birçok konserde onlarla yer almış, 2004'te güzel bir başarı yakalamış fakat grup kısa süre sonra dağılmıştı.  Bu sayede, Miles'ın Alex Turner'la tanışması belki de onun kendini bulmasına ve gerçekten ne istediğini bilmesine neden olmuştu. Aslında bir anlamda müzikal partnerini bulmuş gibiydi. 






Sonrasında Kane çocukluk arkadaşları olan Greg Mighall ve Joe Edwards'la birlikte The Rascals ismini verdikleri grubu kurdu. Grubun söz yazarlığını o yapıyordu. 2007'de ilk EP'lerini, 2008'de ise ilk uzun çalarları olan Rascalize'ı yayınladılar. Miles, The Rascals'dan solo kariyerine devam etme kararı sonucu ayrıldı. İyi ki ayrılmış ve iyi ki Alex'le tanışmışlar çünkü o ayrılık harika bir albüme sebep oldu. Alex Turner ve Miles Kane'in hem vokal hem de şarkı yazarlığını üstlendikleri yan grupları "The Last Shadow Puppets"ı hayata geçirdiler ve bence son 10 yılın en iyi albümlerinden birine imza atmış oldular. Abarttığımı düşünebilirsiniz ama "The Age of Understatement"ta sevmediğim tek bir şarkı bile yok. Albüm İngiltere'de 1 numaradan listelere girdi ve baya uzun bir süre o yerini korudu. İkili birbirini o kadar güzel tamamlamıştı ki, sonuç harika olmuştu. Popüler mecralarda The Last Shadow Puppets'ı herkes Alex Turner'ın yan grubu olarak lanse etsede bu işte bir ortaklık ve paylaşım vardı. Şarkı sözleri olsun, vokaller olsun hepsi Miles ve Alex ortaklığıyla olmuştu. Bu arada bir not düşmem gerek, The Last Shadow Puppets'ın ilk albümünden sonra sürekli ikincisi ne zaman olacak gibi sorular iki tarafa da yönlendiriliyordu. Yeni albümü yapmak istediklerini söylemelerine rağmen ortaya henüz bir şey çıkmadı ama Mart 2011'de Alex, Miles'ın solo albümü bittikten sonra yeni albüm için çalışabileceklerini söylemiş.


Böyle başarılı bir albümden sonra Miles Kane'in solo albümü pek tabii merak uyandırıyordu. Ekim 2010'da ilk single Inhaler'ı yayınlamasının ardından yeni albüm daha da merak edildi. İkinci single ise albümün de açılış şarkısı olan Come Closer oldu (albümün en güçlü şarkılarından biri). Miles bu albümde yine Alex'le çalışmış ve birlikte 6 şarkı yapmışlar. Sözlere destek olan bir diğer isim ise Gorillaz ve Kasabian'la yaptığı çalışmalardan tanıdığımız Gruff Rhys. Pek sevmediğim ve bütün gruplarını "fazla abartılmış" bulduğum Gallagher kardeşlerden Noel, albümün yapım aşamasında Miles'a destek olmuş, gitar çalmış ve "My Fantasy"de vokal yapmış. Happenstance'taki şirin ses ise Fransız aktris Clemence Poesy'ye aitmiş.


Şarkılarda retro öğeler, romantizm ve çok hafif de olsa The Last Shadow Puppets'tan izler var. Gerçi o izleri sadece 1-2 şarkıda hissettim, ki bu çok doğal birşey. Yine de bunu Miles Kane'in daha önce yapmış olduğu işlerle karşılaştırmadan düşünmek lazım. Bu şekilde bakınca ilk albüm için elinden geleni yapmış olduğu görünüyor. Akılda kalıcı nakaratlar ve 60'ların esintisi albümün öne çıkan noktaları. Albümde şu ana kadar en sevdiğim şarkı Kingcrawler oldu fakat daha fazla dinledikçe değişebilir. Miles Kane'in bu albümle çok iyi bir çıkış yaptığını ve ilerisi için umut taşıdığını söyleyebiliriz. Tabii bundan sonraki albümlerinde herkes ondan çok daha farklı şeyler bekleyecek ve Alex Turner gibi bir arkadaşı olduğu için haliyle beklentiler yüksek olacak. Bense bundan sonraki The Last Shadow Puppets albümünü dört gözle bekleyeceğim. Acaba yeni albüm kapsamında gelecek sezonda buralara uğrar mı? Bir umut, bekleyeceğiz.




Cumartesi şarkısı: Friendly Fires - Blue Cassette



Cumartesiye güzel bir başlangıç yapmak için şarkımız Friendly Fires'dan gelsin! 16 Mayıs'ta piyasaya çıkacak albümleri "Pala"dan dün yayınladıkları son şarkı "Blue Cassette". Bu albüm gerçekten çok keyifli olacak gibi görünüyor. Bu arada 16 Mayıs diyorum ama albüm dün itibariyle internete sızmış durumda. 


Herkese iyi haftasonları!




5.5.11

Internetimden Uzak Dur!





Yaklaşık 2 haftadır gündemde olan BTK'nın (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu) internetin güvenli kullanımı için oluşturduğu düzenlemelerden eminim çoğunuzn haberi vardır. BTK 22 Şubat'ta bir taslak hazırladı ve bu taslağı 4 Mart'ta kendi sitesinden yayınladı, bu karar onaylanarak 22 Ağustos'ta yürürlüğe girilmesine onay verildi.


Buna göre aile, çocuk ve standart paket olarak internet kullanıcıları sınıflandırılacak ve bir filtreleme sistemi uygulanacak. Böylece devlet bizim yerimize hangi sitelere girip giremeyeceğimize karar vermiş olacak. Bizi bilgi alma özgürlüğümüzden ve temel haklarımızdan mahrum bırakacak. 


Diğer yanda, telekomünikasyon başkanlığının hosting firmalarına gönderdiği yasaklı isimler listesi var ki, resmen akıllara zarar. Bu listede yer alan isimler domain ismi içinde yer alamayacak, ya da tek başına domain ismi olarak kullanılamayacak ve var olanlar erişime engellecek. Listenin tamamını buradan görebilirsiniz. Çoğunluğu cinsellikle alakalı olan kelimelerin arasında öyle şeyler var ki, insanı şaşkına çeviriyor. Mesela "nefes" kelimesi yüzünden Nefes filminin web sitesi nefesfilm.com bu yasa yürürlüğe girdiği an erişime engellenecek. "Beat" kelimesi yüzündenden Avustralyalı online müzik dergisi beat.com.au'yu açamayacağız. Ya da çok sevdiğim müzik grubu The xx'in sitesinde doğal olaral "xx" harfleri yer aldığı için erişemeyeceğiz. Bunun gibi birçok masum örnek var. Bu yasakların bir başka boyutu da birçok Türk firmasının para kazanmasını engelleyecek olması. Çünkü yasaklanan isimler yüzünden neredeyse 90 bine yakın siteye erişim olamayacak ve bunun içinde online alışveriş sitelerinden, kitap sitelerine kadar birçok site zarar görecek. 


BTK'nın bu filtreleme sistemini yaparken sosyolojik ve pedagojik konularda bir araştırma yapıp yapmadığını çok merak ediyorum. Ki, yaptıklarını sanmıyorum. Çünkü bugün Prof. Dr. Mutlu Binark'ı dinlediğimde BTK'nın bu filtreleme sistemi yüzünden şeffaflık ilkesine uymadığını ve bu konunun iletişimci akademsiyenlerle görüşülmesi gerektiğini söyledi. Devletin bizim yerimize hangi sitelere ulaşıp ulaşamayacağını belirlemesi bence bizi insan yerine koymadıklarını gösteriyor. Bizim bilincimiz yokmuş gibi davranıyorlar. 


Ebeveynler eğer çocuklarıyla ilgili olurlarsa onları zaten zararlı içeriklerden korurlar ve ne yapıp ettiklerini bilirler. Kaldı ki, bunlar için birçok software bulunmakta ve evinde çocuğu olanlar için filtreleme sistemleri bilgisayara kurulabilmektektedir. Bu filtreleme sistemi yasak olanı cazip kılar ve bazı konularda sapkınlığı daha fazla arttırır. 


Bu yasaya karşı geçen günlerde 3 farklı tarih ortaya atılarak Taksim meydanında yürüyüş yapılması planlandı. Ki bence bunu 3'e bölmek çok gereksiz olacak ve işe yaramayacaktı. Facebook'ta bunlar için sayfalar açılmış ve 200.000lere yaklaşan bir sayıya ulaşmıştı. Az önce aradığımda bu sayfaları bulamadım, bir şekilde iptal edilmiş ve kaldırılmış fakat protesto için yeni bir tarihin ortaya atılacağından ve büyük bir eylem yapılacağından hiç süphem yok.  Konuyu twitter'da #22agustos hash tag'inden takip edebilir ve şuraya bir imza atabilirsiniz. Şu an için kesinleşen bir yürüyüş tarihi olmamakla birlikte bununla ilgili birşey olursa, mutlaka güncelleme yapacağım. Sizde doğal haklarınızın elinizden alınmasını istemiyorsanız, mutlaka bu yürüyüşlerde yer alın, yazın ve mutlaka sesinizi duyurun.


Son dakika editi: 15 Mayis Pazar gunu saat 14:00 Taksim Meydani'nda bulusuyoruz ve "Internetime Dokunma" diyoruz.