15.7.11

İhtişamın Dünyası - Paris Haute Couture Sonbahar 2011

Haute Couture bizim gibi "sıradan" insanların sadece fotoğraflarına bakabileceği, genelde defilelerden sonra görülen yerin kırmızı halı olduğu tasarımlardır. Haute Couture'un özelliği %100 el işçiliği olması ve kişiye özel dikilmesidir. Bu nedenle her tasarımcının altından kalkabileceği bir iş değildir. Maliyeti yüksek olduğundan ve hazır giyimin yükselişinden dolayı dünyada "Haute Couture" giyen ve "giyebilen" kadın sayısı çok azdır. Yine de bu tasarımlara bakmak, onlardan ilham almak ve mükemmel el işçiliğine hayran kalmamak elde değil.


4-7 Temmuz arası düzenlenen Paris Haute Couture moda haftasında yine en beğendiğim isim Elie Saab oldu. Onun romantik ve kadınsı tasarımlarını çok beğeniyorum.



Armani'nin japon esintili kreasyonunda saç aksesuarları ve makyajları çok beğendim. Saçta kullanılan abartılı aksesuarlar gelecek sezon bir patlama yapabilir. Özellikle İngiltere Kraliyet düğününden sonra insanların şapkalara ve saç aksesuarlarına ilgilerinin arttığını düşünüyorum. Kadife birçok kıyafette kullanılmış. Bu da demek oluyor ki, defilelerden esinlenen Zara ve benzeri ulaşılabillir markalarda bu kumaşları görme olasılığımız yüksek.


Chanel gibi klasik olan bir markaya tasarım yapmanın hep zor olduğunu düşünmüşümdür. E zaten zoru başaran bir adam Karl Lagerfeld olmasa, Chanel'in hali ne olurdu bilmiyorum. Klasik tüvitlerinin yanı sıra vintage esintisi taşıyan gece kıyafetlerini her sene farklı dokunuşlarla yenileyen ama klasik görüntüsünden de taviz vermeyen Chanel'de abartısız bir farklılık göze çarpıyor.


Valentino'da kadife, tül, dantel gibi kumaşlarla çalışmış. Saçlarda metal taçlar, belde ince kemerler ve sırtta boydan boya kullandığı fiyonklar dikkatimi çekti. Siyah ve bordo kadifeyi çok beğendiğim için, o kumaşlarla yapılan bütün elbiseleri çok başarılı buldum. 




Bu tasarımları giyemeyecek olsakta, bakmak parayla değil diyor ve hayalinizdeki elbiseye kavuşmanızı diliyorum :)

No comments: