Çocukluğuma dair hatırladığım şeylerin başında Galleria Fame City'de geçirdiğim güzel zamanlar gelir. Çok küçüktüm, Galleria'nın tek alışveriş merkezi olduğu yıllardı. Oraya gitmek en büyük eğlencelerden biriydi. Anneme Galleria açılmadan önce nerelerden alışveriş yaptığını sordum. "Nişantaşı ve Osmanbey'den alışveriş yapar, çoğu zamanda aldığım Burda dergisinin yardımıyla size kıyafet dikerdim" dedi. O elbiseleri hatırlıyorum, kesinlike sahip olduğum en güzel kıyafetler onlardı.
Şimdi ise giysilerde seçeneğimiz sınırsız ve alışveriş merkezine gitmek eğlence dışında bir rutin oldu. Tabii ki çeşitlilik ve seçeneklerin çoğalması çok güzel ama artık bu kadarı fazla olmuyor mu? Şehrin her tarafı kocaman beton yığınlarıyla dolduruldu. Nefes alacak yerler gittikçe azalıyor. İstanbul'daki AVM sayısı 100'e yaklaşmış durumda ve hala yeni projeler yapılıyor. Bu kadar çok alışveriş merkezine karşın, haftasonları gittiğinizde hepsi tıklım tıklım oluyor. Bunu gören yatırımcılarda insanların buna ihtiyacı olduğunu düşünerek ve para kazanacaklarını bilerek yeni projeler üstünde yoğunlaşıyorlar. Ama para kazanmanın başka yolları, insanların zaman geçireceği başka yerlerde olmalı.
Lunaparkları saymıyorum, İstanbul'da bana iyi bir eğlence parkı söyleyebilir misiniz? Bence İstanbul Disneyland ayarında bir eğlence parkını hak ediyor. Hatta bu zamana kadar yapmamaları çok tuhaf.
Peki MAC, Sports International, Hillside gibi uçuk fiyatlı spor merkezlerinin haricinde uygun fiyata gidebileceğimiz spor kompleksleri? Belki belediye tesislerini söyleceksiniz ama onlarda gün, saat kısıtlaması var. Haftada 2 gün, 2 saat yüzeceksiniz diye 180 TL veriyorsunuz ki bu da belediye tesislerine ve saatine göre çok yüksek bir fiyat. Hani hep Avrupa ve Amerika önümüzde örnek ya, madem öyle AVM açılacağına daha çok spor kompleksi yapılsa. Merter-Ataköy arası İstanbul'un en yoğun nüfusunun olduğu yerlerden birinde doğru düzgün yüzecek bir havuz yok. Amerika'da AVM çılgınlığı var evet, neredeyse her semtte gidebileceğiniz kocaman alışveriş merkezleri mevcut ama ona karşılık her semtte 25 dolar gibi uygun bir ücretle aylık saat ve gün sınırlaması olmadan spor yapabileceğiniz yerlerde var. Ülkemizde bunlar hala lüks sayıldığı için belirttiğim spor merkezleri sadece üst tabakaya hitap ediyor.
Türkiye'de bunları gerçekleştirebilecek yatırımcılar yok mu? Gelir düzeyinin az olduğu, arsa fiyatlarının düşük olduğu yerleri AVM'lerle dolduracaklarına daha faydalı birşey yapıp bunlara kafayı yorsalar mesela?
Kişisel gelişim kursları, tiyatro-konser salonları olsa daha fazla... Bunlar arz talep meselesi olabilir ama toplumun şekillenmesi dış etkenlerede bağlıdır. İnsanlar çevrelerinde olanlara kayıtsız kalamazlar. Yerinde saymayan, ilerleyen bir toplum için onu kültürel ve sosyal açıdan doyurmak gerekir. Umarım bu çılgınlık bir yerde son bulur ve şehri yok etmeden önce dönüp ona bir bakma fırsatı bulurlar.
1 comment:
ABD'yi ornek vermissin, haklisin. ayrica orda statu farkini bu kadar hissedezsin. saydigin spor merkezleri sadece ust tabakaya yonelik ve oraya giden insanlara dikkat ederseniz daha cok sosyallesmek icin giden bir tabaka var. zitliklarin ulkesiyiz ne diyeyim.
-Erdem
Post a Comment